2019 yılında Koç Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’nden mezun oldum. Üniversite dönemimde yazları daha verimli geçirmek için Amerika’da UCLA’de yaz okuluna gittim. Almanya’da kısa, Türkiye’de ise uzun dönemli stajlar yaptım. Üniversite sonrasında kurumsal hayatta ilerleme kararındaydım fakat babamın isteği üzerine Denizli’ye aile firmamızın iş süreçlerini devralmak için geri döndüm.
İlk senemde çok zorlandım. Çünkü firmamızda hiç kadın çalışan yoktu ve çalışanların hepsi yaşça benden çok büyüktü. Bu yüzden fikirlerimin önemsenmesi için kendimi ispat etmem gerekiyordu. Şirketin her departmanında bulunup iş süreçlerine dahil oldum. Sonrasında kendimi en mutlu hissettiğim ve “Bu alanda, ben bu firmaya daha fazla faydalı olurum.” dediğim kalite, AR-GE, üretim planlama süreçlerinin hepsinin bağlı olduğu teknik kısımdan ilerledim. İşe dahil olduğum yıldan bu yana ürün gamımızı PVC yalıtkanlı alçak gerilim kablolarının yanı sıra, alev ilerletmeyen halojen-free kablolar, güneş enerjisi solar kablolar, elektrikli araç AC şarj kabloları, kontrol kabloları olarak çeşitlendirdik. Müşteri portföyümüzü hem ülke hem de müşteri olarak sayıca artırarak mevcut riski minimize ettik. Yüksek OEE değerleriyle çalışmak için MES sistemini üretim platformumuza entegre bir hale getirdik. Sürdürülebilirlik çalışmaları yürüterek hem çevreye hem de firmamıza enerji verimliliği sağlayan birçok projemiz mevcut. Yeni fabrikamız 2024 senesinde yine kablo sektöründe faaliyete geçmek için hazırlanıyor. Şu an babam, iki kardeşim ve ben, hep beraber yönetim süreçlerini üstlenerek mevcutta yedisi kadın toplam 126 çalışanımızla faaliyet göstermeye devam ediyoruz.
Koç Üniversitesi deyince neler hissediyorsunuz? Koç Üniversitesi ile ilk tanıştığımda lise dönemindeydim. Denizli Anadolu Lisesi olarak İstanbul’daki en iyi üniversiteleri ziyaret ettik. Koç Üniversitesi’ni gördükten sonra burada öğrenci olmak en büyük hayallerimden biri oldu. Koç mezunu olmamın, şu anki iş ve sosyal hayatımda bana sayısız katkısı oldu. Bambaşka ülkelerde bambaşka iş kollarında başarılı olan Koç Üniversitesi mezunlarını gördükçe onlarla gurur duyuyorum.
Eğitimde fırsat eşitliği yaratmak amacıyla hayata geçirilen Anadolu Bursiyerleri Programı’na destek olmak size ne hissettiriyor?
Üniversite dönemimde Anadolu Bursiyerleri Programı ile Koç Üniversitesi’nde okuyan birçok arkadaşım vardı. Bu programın onların hayatlarında ne kadar önemli bir dönüm noktası olduğunu yakından gözlemledim. Hepsi de mezuniyet sonrası alanlarında çok başarılı oldular. Anadolu Bursiyerleri ellerindeki kısıtlı imkânlara rağmen başarılı olabilmiş öğrenciler oldukları için Koç Üniversitesi’nin sunduğu her imkânı çok iyi değerlendiriyorlar. Üniversitemizde iki başarılı öğrenciye eğitimde fırsat eşitliği sağlayabildiğimiz için çok mutluyum. Bu programı yıllar önce hayata geçirip binlerce gencin kaderini değiştirdiği için Umran İnan’a sonsuz saygım var.
Anadolu Bursiyerleri Programı’nı ilk duyduğunuz zaman neler hissettiniz?
Anadolu Bursiyerleri Programı’nı Denizli Anadolu Lisesi’nde 2013 senesinde lisemizde yapılan bir sunum vasıtasıyla öğrendim. Programa kabul alıp eğitimde fırsat eşitliği elde edecek olan öğrenciler adına heyecanlanmıştım. Tam 10 yıl sonra da Denizli’de bir lisemizde Anadolu Bursiyerleri Programı sunumunun yapılması konusunda katkı sağladım. Bu programın genç nesillere anlatılmasına az da olsa bir katkım olduğu için çok mutluyum.
Programımıza destek vermeye nasıl karar verdiniz?
Denizli’de tahmin edersiniz ki İstanbul’daki gibi bir sosyal çevre maalesef yok. Bu konuda dezavantajım olmaması için Denizli Genç İş Adamları Derneği’nin (DEGİAD) yönetim kurulunda bulundum. Dernekte eğitim komisyonunda yer aldığım dönemde üyelere kaliteli eğitimler sağlamak için birçok kurum, üniversite ve derneğin eğitimlerini inceledim. Bu esnada Koç Üniversitesi Mezunlar Derneği’nin daha öncesinde yaptığı bir eğitim hoşuma gitti. Eğitimden DEGİAD üyelerinin de faydalanabilmeleri için Koç Üniversitesi Mezunlar Derneği ile iletişime geçtim. Sonrasında Barış Özçiftçi ve ben, üniversitenin Mezunlarla İlişkiler Ofisi’nden Denizli ili Koç Üniversitesi Mezunları Temsilciliği görevi için bir teklif aldık. Ben de seve seve kabul ettim. Denizli’deki mezunlarımızla, Mezunlarla İlişkiler Ofisi’nin de ziyaretiyle keyifli bir kahvaltı yaptık. Sonrasında Umran İnan’ın firmamızı ziyaret edeceği haberi geldi. Bunu duyunca ailece çok heyecanlandık. Ziyaret günü Umran Bey, babama ve kardeşlerime Anadolu Bursiyerleri Programı’nı anlattı. Programın ilk faaliyete geçtiği günden bu yana sağladığı faydanın nasıl hızla büyüdüğünü anlattı. Bu ziyaret sonrası biz de iki öğrenciye bu fırsatı sağlama kararı aldık.
Diğer yüksek eğitim kurumlarına örnek teşkil eden ve benzer programların başlatılmasına vesile olan Anadolu Bursiyerleri Programı’nın ülkemize olan etkisini nasıl değerlendirirsiniz?
Anadolu Bursiyerleri Programı 2011 senesinde 14 bursiyer ile başladı, şu ana kadar toplam 1.444 bursiyer bu programdan faydalandı. Türkiye’deki tüm illerden her sene 6.000’den fazla başvuru aldı. Mezunlar, eminim, çok iyi firmalarda çok iyi pozisyonlarda veya kendi işlerinde kariyerlerine başarıyla devam ediyorlardır. Donanımlı, iyi eğitim almış ve önüne çıkan fırsatları değerlendirmeyi bilen bireyler, ülkemizin büyümesine her geçen gün katkı sağlıyorlar.
Anadolu Bursiyerleri Programı’na destek vererek sizinle aynı yolda yürüyen diğer mezunlarımıza ve kurumlara buradan bir mesaj iletmek ister misiniz?
Anadolu Bursiyerleri Programı’na destek veren, imkânları kısıtlı olan öğrencilere fırsat eşitliği sağlayan ve onlara hayatlarının dönüm noktasını yaratan tüm bağışçılara, bursiyerler ve kendi adıma çok teşekkür ederim.