24 Haziran 2018’de gerçekleşen genel seçimler ile Bartın’ın ilk kadın milletvekili ve CHP grubunun en genç milletvekili olarak meclise giren mezunumuz Aysu Bankoğlu’12 ile seçimlerdeki kampanya süreci ve meclisteki deneyimleri hakkında konuştuk.

Merhaba Aysu, öncelikle milletvekilliğin için seni çok tebrik ederiz. Koç Üniversitesi mezunları ailesi olarak büyük bir gurur yaşadık. Seninle 2015’teki seçimlerde milletvekili adayı olduğun dönemde görüşmüştük. (2015 yılında yaptığımız röportaj için tıklayabilirsiniz)

Siyasete atılma fikri nasıl oluştu?

Aslında siyaseti ciddi anlamda takip eden herkes gibi ben de ülkenin gidişatında sıkıntılar olduğunu görüyordum. Ailemde hiçbir siyasetçi yokken, 2015 yılında siyaset yapmaya karar vermemdeki en büyük etken, gençlerin ve kadınların siyasette çok az olmasıydı. Bugün de maalesef aynı şeyi düşünüyorum. Hak ve özgürlükler alanında duyarlı bir insan olarak mücadele etmemiz gerektiğine ve umutsuzluğa kapılma lüksümüzün olmadığına inanıyorum. Özellikle gençleri ve kadınları siyaset yapmaya davet ediyorum. Çünkü gelecek biziz!

Ülkemizde, eğitim başta olmak üzere çeşitli alanlarda zaman içerisinde iniş çıkışlar yaşayabiliyoruz. Kendi uzmanlık penceremden de genel bir değerlendirme yapmam gerekirse her şeyin başının “hukuk” ve “adalet” olduğunu biliyoruz. Bu alanlarda gelişmiş ülkelerin hukuk anlayışının kağıt üzerinde kalmadığını belirterek söz konusu çağdaş normların hayata geçirilebilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu bağlamda, evrensel hukuk değerleri, insan hakları konusundaki uygulamalar ve şeffaflık konusundaki karnemizin, ülke olarak hak ettiğimiz biçimde algılanmamız adına her daim iyi olması gerekiyor.

Ne gibi çalışmalar yürütüyorsun? Seçimin üzerinden yaklaşık sekiz ay geçti, bu süreci paylaşır mısın?

Meclis Genel Kurulu’nda yemin törenine katılarak resmi olarak çalışmalara başladığımdan ilk günden bu yana, ülkemizin yoğun ve sürekli değişen gündemi izin verdikçe, enerjimi, “kadın”, “eğitim” ve “çevre” alanlarına yönlendirmeye gayret ediyorum. Bu noktada, aslında, bir yandan gündemdeki sıcak konular hakkında değerlendirmelerimi yaparken bahsettiğim diğer ana konularda da kalıcı çalışmaların başlangıcını oluşturmaya çalışıyorum. Amacım, belli bir sürenin ardından, özellikle bu başlıklar altında, hem seçim bölgem Bartın’a hem de ülkeme faydalı olabilmek.

Milletvekili seçilmemle beraber aslında Ankara ile Bartın arasında sürekli bir biçimde mekik dokuduğumu söyleyebilirim. Özellikle, hafta sonları seçim bölgemde saha çalışmaları yürütüyorum. Genellikle esnaf, pazar yeri ve köy ziyaretleri yapıyor, aynı zamanda sivil toplum ile görüşüyorum. Hafta içi ise Meclis’teyim ve komisyon toplantıları, gece yarılarına kadar süren genel kurul nöbetleri ile daha birçok görüşme ve ziyaretler şeklinde çalışmalarımı yürütüyorum.

Hem Meclis Genel Kurulu’nda yaptığım kürsü konuşmalarında, hem de Bartın’da yani sahada hemşehrilerimle birlikte buluşmalarımda etkili olabilmem için, bu yoğun tempo, aslında zorunlu bir süreç. “Halkın nabzı” denilen şey tam da bu. Sokağa çıkıp yurttaşlarla bire bir konuştuğunuzda “gerçek nedir?” daha iyi görüyorsunuz. Benzer biçimde, Meclis çatısı altında, mensubu bulunduğum “Anayasa Komisyonu”nda da sahip olduğum hukuki bilgiyi, hem de çok üst düzey bir platformda, vatandaşlarımızın yararına olacak şekilde kullanma fırsatı buluyorum.

Şu anda CHP Grubu’nun en genç milletvekili ve Bartın’ın tarihindeki ilk kadın milletvekilisin. Meclis’in de en genç milletvekillerinden biri olmak nasıl bir duygu?

Bana artık normal geliyor. Şaka bir yana, deneyimi çok büyük, engin siyasetçilerle çalışmak, özellikle de Prof. Dr. İbrahim Özden Kaboğlu gibi üstat bir hukukçuyla yan yana olma fırsatını yakalamak çok büyük bir onur. Büyük de bir stres, ancak bunun gençlikle ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Milletvekilliği, başlı başına en büyük sorumluluklardan birisi. 82 milyonluk bir ülkenin hukuku, eğitimi, dış siyaseti, ekonomisi… Kısacası ülkenin bugünü, geleceği ve kaderi, yasama ve denetim faaliyetleri anlamında TBMM’de. Bu sorumluluğun pay edildiği 600 kişiden biri olmak elbette ki, hem yoğun hem de heyecan verici bir sorumluluk ve aynı zamanda fırsat. Seçim bölgemin ilk kadın ve en genç milletvekili olmak, değişimi başlatmak ise şahane bir duygu!

Bundan sonrası için planların neler?

TBMM, aradan geçen süreçte, bana şunu öğretti: “Sen planlar yaparsın ama gündemi “Türkiye” belirler.” Sakin bir gündem neredeyse hiç olmuyor. Başta kendi ilim/seçim bölgem Bartın’ın sorunları ve gereksinimleri olmak üzere gençler ile kadınlara ilişkin konulara -pozitif ayrımcılık da yaparak- yoğunlaşmaya çalışıyorum. “Hukuk” ise yaşantımızın her yerinde ve her safhasında olduğu için zaten ayrılmaz bir parçamız.

Seçim bölgem özelinde ise yerel kalkınmaya odaklı faaliyetlerin yürütülmesine ön ayak olmak ve özellikle ekonomik anlamda, söz gelimi kadınlarımız bakımından, gelişmeler sağlamak istiyorum. Ayrıca, gençlerin değişim yaratabileceklerine inanmaları, onların siyasete katılmalarını teşvik etmek ve onların sözcüsü olmak için elimden geleni de yapacağımı belirtmek isterim.

Öte yandan, mezun arkadaşlarıma söylemek istediğim ise hiçbir zaman umutsuzluğa kapılmamaları gerektiği. Hepimizin hayalleri, planları ve sorumlulukları var. Bunları gerçekleştireceğimiz aydınlık bir Türkiye için önce inanmalıyız ki, sonrasında değişimi sağlayabilelim.

Mezunlarımız çalışmalarını nasıl takip edebilirler?

Artık hepimizin elinin altında olduğu için tüm sosyal mecra kanallarında Aysu Bankoğlu başlığı altında ve aynı zamanda, yerel ile ulusal basınla birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisi canlı yayınlarından çalışmalarım takip edilebilir.

Sosyal Medya Hesapları:

Facebook: https://www.facebook.com/chpbartin
Twitter: https://twitter.com/aysubankoglu
Instagram: https://www.instagram.com/bankogluaysu

İş ve özel hayatınızla ilgili paylaşmak istediğiniz güzel haberleri bu sayfalardan mezunlarımıza duyuracağız. Güzel haberlerinizi mezun@ku.edu.tr adresine bekliyoruz.