Bir manzara uzak bir geçmişe tanıklık edebilir mi? Peki, bunun şimdiki zamanla ilişkisi nedir? Çağdaş fotoğrafçılığın ana temalarından biri, peyzajın kentsel genişleme yoluyla dönüşümünün belgelendiği “insan tarafından değiştirilmiş manzara”dır. Bu nedenle, “tarihi değiştirilmiş manzaralar” kavramıyla çalışmak, Vandermeulen ve Veys’in bir peyzajın tarihsel katmanlarını ve zamansal sürekliliğin mekânsal dağılım üzerindeki etkisini incelemesine olanak tanıyor. 2008 yılından beri devam eden çalışmalarında hem bin yıllık jeolojik süreçlerle hem de yüzyıllarca süregelen insan müdahalesiyle şekillenen manzarayı şimdi ve geçmiş arasında bir değiş tokuş ortamı olarak işlerken, fotoğrafları yokluk ile varlık arasındaki çizgiyi araştırıyor. İnsanlar çevre ile etkileşime girip yollar yapıyor, yerleşim yerleri ve kentler kuruyor, yapıları peyzajın içine katıştırıyor ve topoğrafyayı kendi yararına kullanıyor. Yerleşimler kentlere dönüşebiliyor, kentler ise yıkılıp tabakalar altında kaybolabiliyor.
Sanatçılar Vandermeulen ve Veys, geçmişe gönderme yapıp ilk fotoğrafçılara saygılarını sunabilmek için eserlerini siyah-beyaz film üzerinde geniş formatlı analog alan kamerası kullanarak yaratıyor. Görüntü alma sürecini kasıtlı olarak yavaşlatarak görüntü oluşturmaya dönüştürüyorlar. Bu yaklaşım ise fotoğrafçıların, “toprağı keşfeden kaplumbağalar” gibi doğru bakış açısını yavaşça arayarak belirli mekânlara gitmesine, konularıyla çalışıp onlarla iletişim kurmasına olanak tanıyor.
Kullanılan teknikler arasında albümin, tuz baskıları ve jelatin gümüş baskı gibi geleneksel metotların yanı sıra serigrafi, morötesi ve foto polimer baskıları bulunuyor. Özgün ve el yapımı eserlerden oluşan bu seçki, Ömer M. Koç Koleksiyonu’ndan 19. yüzyıl fotoğrafları ve albümleriyle bir arada sunuluyor. Bahattin Öztuncay’ın baskı tekniklerine dair açıklamalarından başlayarak Jeroen Poblome’un kitapta da yer alan metinleri üzerinden tarihsel bir bağlam oluşturuluyor. Sanatçıların eserleri yaratış sürecinden esinlenen Judith Desmyttere’nin şiirinden alıntılar da ek bir katman olarak eserlere eşlik ediyor.
Serginin açılışı, Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanan ve Judith Desmyttere’nin şiiri ile aynı ismi taşıyan Kaplumbağa Geldi Bir Gün Tek Başına (Yapı Kredi Yayınları, 2022) adlı fotoğraf kitabının lansmanı ile eşzamanlı olarak gerçekleşiyor.
“Geçmiş ve Şimdinin Buluşması: Fotoğrafik Bir Keşif” 24 Şubat – 17 Ekim 2022 ANAMED Galerisi Sanatçılar: Bruno Vandermeulen, Danny Veys Araştırma Danışmanları: Jeroen Poblome, Bahattin Öztuncay Kürasyon ve Grafik Tasarım: Naz Uğurlu |
Sanatçılar Hakkında:
Bruno Vandermeulen (1972) Görsel sanatlar, fotoğrafçılık alanında yüksek lisans derecesi sahibi (LUCA School of Arts, Campus Sint-Lukas Brüksel, Belçika, 1995). 2002 Yılında KU Leuven’e katıldı ve halen KU Leuven Kütüphanelerinde Dijitalleştirme ve Dokümantasyon çalışmalarını yönetiyor.
Danny Veys (1970) Görsel sanatlar, fotoğrafçılık alanında yüksek lisans derecesi sahibi (LUCA School of Arts, Campus Sint-Lukas Brüksel, Belçika, 1995). 2003 yılından bu yana LUCA Sanat Okulu’nda film temelli fotoğrafçılık dersleri veriyor.
Bruno Vandermeulen ve Danny Veys 2003 yılından beri Sagalassos Arkeolojik Araştırmalar Projesi’ne bağlı olarak çalışıyor. 2008 yılından bu yana Sagalassos ve çevresinde tarih ile manzara ilişkisi üzerinde çalışıyorlar.