Silikon Vadisi’nde çalışma hayalleri olan öğrencimiz Engin Kurt, girişimci mezunumuz Şahin Boydaş’05 sayesinden bu hayaline kavuştu. Geçen yaz Silikon Vadisi’nde staj yapan Engin ve Şahin ile bu süreç hakkında konuştuk. Öğrencilerimiz ve mezunlarımız arasındaki işbirliklerine ilham kaynağı olacağını umuyoruz.

Şahin ve Engin, kendinizi tanıtır mısınız?

Engin: 1994 yılında Ankara’da doğdum ve üniversite eğitimim için İstanbul’a gelene kadar Ankara’da yaşadım. 2012 yılında da Koç Üniversitesi’ni kazanmamla birlikte üniversite eğitimi için İstanbul’a taşındım.

Koç Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği – Ekonomi çift ana dal öğrencisiyim. Bu sene okuldaki son yılım. Üniversite hayatımın aslında çok parlak başladığı söylenemez bunun temel sebebi ise hazırlık yılının hafifliğini üzerimden atamadan yoğun bir şekilde bilgisayar bölüm derslerinin başlamasıyla biraz afallamam oldu. Ancak bunu kısa süre içerisinde fark ederek yoğun bir tempoya adapte olarak derslerimi toparladım sonrasında da çift ana dal programına başladım.

Koç Üniversitesi’ni Türkiye’nin en iyi ve önde gelen üniversitelerinden biri yapan en önemli hususlardan bir tanesi de çok çeşitli sosyal kulüplerin olması ve öğrencilerin oralarda da aktif olması. Derslerin yanında bütün üniversite hayatımı mümkün olduğunca dolu yaşamaya çalıştım. Okul takımlarına, kulüplere aktif olarak katıldım. Kanada’da bir dönem Global Exchange yaptım, toplamda yaklaşık bir yıl part-time olarak farklı şirketlerde çalıştım. Hepsi ayrı ayrı birçok alanda kendimi geliştirmemi sağladı.

Şahin: Koç Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünden lisans derecesi ile mezun oldum. Türkiye’de Cepdükkan, Firefly Türkiye, BeyazKutu.com gibi birçok başarılı girişimi kurdum ve en sonunda BeyazKutu.com’u Sabancı Grubuna satarak TR pazarından çıkış yaptım.

2013 yılında Silikon Vadisi’ndeki ilk girişimim olan film dikeyindeki mobil sosyal ağ girişimi MovieLaLa’yı kurdum. MovieLaLa NewsCorp’un ve AOL’in eski CEO’su Jonathan Miller, Walt Disney’in eski CFO’su Jay Rasulo, LucasFilm’in eski COO’su David Anderman, Jim Wyatt, Markafoni’nin kurucu ortağı Sina Afra ve Gregory Milken gibi önemli isimlerden 1,4 milyon dolar yatırım aldı. 2016 yılında’da MovieLaLa’yı alanındaki en büyük şirketlerden bir tanesine satarak pozitif bir çıkış yaptım. Bunun ardından ikinci girişimim olan Apple App Store’un en büyük çıkartma pazaryeri ve dağıtımcısı olan MojiLaLa’yı ve artırılmış gerçek uygulaması Surreal’ı kurdum.

MojiLaLa ve Surreal betaworks, Great Oaks Venture Capital ve Dennis Phelps gibi Silikon Vadisi’nin önde gelen yatırımcılarından 1,5 milyon dolardan fazla yatırım aldı. Bu iki şirket şu anda alanındaki en başarılı girişimler arasında yer alıyor.

Nisan 2016 itibariyle San Francisco ve Silikon Vadisi ile ilgili özel içerik projesi SilikonVadisi.co’yu kurarak tecrübelerimi ve bilgilerimi bu platform üzerinden aktarıyorum.

Engin, Şahin’den ve şirketinden nasıl haberdar oldun?

Ben ikinci sınıftayken Şahin Ağabey okulda düzenlenen bir panele konuşmacı olarak geldi. Benim de Silikon Vadisi’ne gitmek gibi bir hayalim olduğu için zaten sürekli Silikon Vadisi’ndeki Türk girişimcileri ve şirketlerini araştırarak takip ediyordum. Hatta arkadaşlarım artık bununla ilgili fotoğraflarımdan eğlenceli capsler yaparak benimle şakalaşıyorlardı.

Şahin Ağabey’in konuşma yaptığı salonun tamamen dolmasının yanında salonunun basamakları bile tamamen dolmuştu. Şahin Ağabey konuşmasında Silikon Vadisi’ndeki kültürden, kendi geçmişinden ve bizim neleri başarabileceğimizden bahsederek herkesi heyecanlandıran ve özgüven veren çok etkileyici bir konuşma yapmıştı. Konuşmanın bitiminde kendisiyle tanışabilmek icin herkesin dağılmasını bekledim. Tanıştım da, ama o kadar çok kişi vardı ki Şahin Ağabey büyük ihtimalle hatırlamıyordur bile, aslında süreç benim için ilk orada başladı.

Staja kabul edilme süreci nasıl gelişti?

İlk iletişimi kurduktan sonra asla pes etmeden belirli aralıklarla Şahin Ağabey’e mesaj attım. Attığım mesajlara “Koç Üniversitesi’ndeki konuşma sonunda tanışmıştık” diye başlayarak dikkat çekmeye ve kendimce bir farkındalık yaratmaya çalışıyordum. 🙂 Çünkü benim gibi oraya gitmek isteyen yüzlerce kişi olduğunu biliyordum. Hatta bazen sürekli mesaj atmamın negatif bir etkisi olur mu diye düşünüp acaba bu bana olumsuz yansır mı diye de düşündüm. Ancak Şahin Ağabey Koç’ta yaptığı konuşmada bundan da bahsederek özellikle ABD’ye gitmek isteyen kişilerin ısrarcı olması gerektiğini ve isteklerini göstermelerinin öneminden de bahsetmişti.

Bitmek bilmeyen bu ısrar sonucu, dikkat çekmeyi başardım ve bu yılın başında bir teknik mülakat fırsatı yakaladım. Mülakatı da başarıyla geçerek staja kabul aldım. Şahin Ağabey ile telefonda konuştuk ve yaz dönemini orada geçirebileceğimi söyledi. Staj için Silikon Vadisi’ne vardığımda şirketin çalışanlarına havuzlu bir villa tahsis ettiğini gördüm. Evi görünce doğrudan Facebook’un kuruluşunu anlatan Social Network filmindeki ev geldi aklıma çünkü birebir aynısı. 🙂 Ancak evde ufak bir sorun vardı, doluluk nedeniyle boş bir oda yoktu ve salonda yatmam gerekiyordu. Tabi salon bizim alışık olduğumuz salonlardan değildi, havuz manzaralıydı. 🙂

Hiçbir şeyi dert etmeyerek evin salonunda yattım ardından da boşalan bir odaya geçtim. Hayatımın hem sosyal hem de çalışma anlamında en verimli geçen üç ayı olduğunu çok rahatlıkla söyleyebilirim.

Şahin, Engin dikkatini çekmeyi nasıl başardı?

Bir Koç Üniversitesi mezunu olarak Koç Üniversitesi’nde öğrenim gören veya mezun olmuş kişilere elimden gelen her desteği vermeye özen gösteriyorum. Koç Üniversitesi’nin aktif bir topluluğu ve Mezunlar Derneği’nin çok güzel faaliyetleri var. Ben de her fırsatta bu etkinliklerde yer alamaya ve Koç öğrencilerini yaşama ve kariyerlerine yönlendirmede yardımcı olmaya çalışıyorum. Engin ile de ilk olarak Koç Üniversitesi’ndeki böyle bir etkinlikte tanışmıştık. Engin aslında o zamanki etkinlikte tanıştığım yüzlerce öğrenciden bir tanesiydi. Ancak Engin’i diğer kişilerden ayıran nokta heyecanını size yansıtabilmesi ve bunda ısrarcı olmasıydı.

Siz bir iş veya proje için heyecanlı olabilirsiniz ancak bu heyecanınız ilk engelde bitiyorsa veya heyecanınızla karşınızdaki kişiyi de heyecanlandıramıyorsanız özellikle Silikon Vadisi’nde hayatta kalmanız çok zor. Engin de duyduğu tutkuyu ve isteğini ısrarcı oluşuyla ve kendisini doğru ifade edişiyle benim gözümde kanıtladı. Tabi bunu yaparken bana onlarca kez e-posta yoluyla ulaştı ve ona verilen şansı da iyi değerlendirdi.

Her ikiniz için de staj süreci nasıl geçti, birbirinize neler kattınız?

Engin: Silikon Vadisi’nde Şahin Boydaş ile çalışmamın hayatımın hem çalışma hem de sosyal anlamda en verimli geçen üç ayı olduğunu söyleyebilirim. Şahin Ağabey sizi yalnızca teknik anlamda yönlendirmiyor en önemlisi sosyal hayat ve kültür üzerine de sizi eğitiyor. Silikon Vadisi’nde çalışmanın yoğunluğu ise tabii bambaşka bir noktada.

Sadece bir ayda net iki yüz elli saati gördüğümü hatırlıyorum. Çünkü Silikon Vadisi’ndeki bir şirkette çalışıyorsanız oranın standartlarında yazılım geliştirmek zorundasınız. O yüzden yaptığınız iş oranın kalitesine uygun olmalı, bunun için de çok şey öğrenmem gerekiyordu. Oraya gitmeden de sıfır değildim biliyordum tabii ki, fakat üç ay sonundaki seviyemle şu andaki seviyemi karşılaştıramam bile.

Teknik olarak bakmam gerekirse open-source kültürü ve felsefesi, bir takım ile birlikte proje geliştirme ve kalite standartlarının kontrolü gibi alanlarda kendimi başka bir yerde geliştiremeyeceğim kadar çok geliştirdim. Orada olmak, Şahin Ağabey ile sürekli iletişim halinde olmak beni yalnızca teknik anlamda geliştirmedi aynı zamanda iş ve hayata dair ufkumu da genişletti.

Teknik konuların yanında Şahin Ağabey sizi iş hayatındaki birçok noktada eğitiyor. Bunlar içerisinde nasıl e-posta gönderilir, nasıl konuşulmalı, pozitif olmanın önemi, sorgulama kültürü gibi çok alt başlıklar. Silikon Vadisi’nde geçirdiğim süreden en önemli öğrendiğim şeylerden bir tanesi de teknik olarak kendinizi geliştirmenin yanında karakterinizi ve sosyal becerilerinizi de aynı oranda geliştirmelisiniz. Bu yaptığınız işte başarılı olmak için çok kritik bir nokta.

İş dışında tabii gezmek için de çok fırsatım oldu. Şahin Ağabey bu konuya da çok önem veriyor. Kendisinin hazırladığı özel rotalar ve işaretlediği konumlar var. Haftasonları tüm bu yerleri görme fırsatım oldu, çok güzel bir deneyimdi. Şimdi bu kadar çok bahsedince tekrar gitmek için sabırsızlanmaya başladım bile. 🙂

Şahin: İlk olarak mezunu olduğum okuldan bir öğrenciyi ekibimize dahil etmek ve onun her gün kendini daha da kendini geliştirerek yaptığı işte çok iyi bir noktaya doğru gittiğini görmek çok güzel bir his. Ekibimizde Koç Üniversitesi’nden bir arkadaşımız daha bulunuyor, bunun artmasını umut ediyorum.

Engin’in Silikon Vadisi’nde olduğu dönemde hem teknik hem de sosyal konularda kendini çok geliştirdiğini düşünüyorum. Benim felsefeme göre bir mühendis teknik olarak kendini ne kadar çok geliştiriyorsa aynı ölçüde sosyal yeteneklerini de geliştirmeli. Engin’in burada olduğu süreçte bunu başardığını yakından görmek beni çok mutlu etti. Çünkü bugün yanımızda olan bu arkadaşlarımız ileride başka şirketlere geçtiğinde veya kendi girişimlerini kurduğunda tüm dünyada hem başarılı Türklerin ama aynı zamanda başarılı Koç Mezunlarının sayısı artarak networkü uluslararası arenada büyütmüş olacağız.

Şahin, Silikon Vadisi’nde çalışmak ya da staj yapmak isteyen öğrencilerimize neler tavsiye edersin?

Heyecan, tutku, çok çalışmak ve ısrarcı olmak. Bu özellikler Silikon Vadisi’nin kapılarını açabilmeleri için olmazsa olmaz. Rekabetin çok yüksek olduğu bir dünyada yaşıyoruz, farkındalık yaratmak çok önemli. Öğrencilerin farkındalık yaratabilmeleri için en başta çok heyecanlı ve tutkulu olmaları ve bunu karşılarındaki kişilere gösterebilmeleri gerekli. Yüz yüze konuşurken ya da e-posta yazarken sürekli pozitif bir dil kullanmalılar, kendilerini doğru ifade etmeliler ve karşılarındaki kişilere tutkularını gösterebilmeliler.

Tabii ki hiçbir şey tek bir konuşma veya tek bir e-posta ile bitmiyor. Eğer cevap alamazlarsa umutlarını kaybetmeden tekrar mesaj atmalılar, yine cevap alamıyorlarsa tekrar atmalılar. Bu ısrarcı tutum onların inançlarının ne kadar yüksek olduğunu ve eğer bir şans tanınırsa ne kadar çok çalışabileceklerini gösteriyor. Heyecan ve tutkuyu tamamlayan son eylem ise çok çalışmak. En başında dediğim gibi tüm dünyada özellikle Silikon Vadisi’nde rekabet çok fazla ve teknoloji her gün kendini katlayarak gelişiyor. Disiplinli bir şekilde çok çalışmalılar ve her gün bir önceki güne göre bir adım önde olmalılar.

Bir Koç mezunu olarak bundan gurur duyduğumu bulunduğum her etkinlikte dile getiriyorum. Bunun yanında Koç öğrencilerine yardımcı olmaya ayrıca özen gösteriyorum. Bunun benim için manevi bir noktası da var. Tüm Koç öğrencileri lütfen benimle iletişim kurmaktan çekinmesin, hatta tekrar tekrar mesaj atsınlar. Hep birlikte hem Koç üniversitesi networkünü büyütelim hem de uluslararası olarak başarılarımızı genişletelim.

Bu güzel söyleşi için Şahin ve Engin’e çok teşekkür ediyoruz. Şahin 14 Kasım’da Girişimcilik Kulübü’nün konuğu olarak kampüsümüzde bir konuşma verecek. İlgili tüm öğrencilerimize Girişimcilik Kulübü’nün duyurularını takip etmelerini öneriyoruz.

İş ve özel hayatınızla ilgili paylaşmak istediğiniz güzel haberleri bu sayfalardan mezunlarımıza duyuracağız. Güzel haberlerinizi mezun@ku.edu.tr adresine bekliyoruz.