Uluslararası İlişkiler mezunumuz olan Şenay Yitmen ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Şenay Yitmen’i ve sosyal psikolojideki teorileri ve akademik bulguları toplumsal hayata uygulayarak sorunlara çözümler üreten sosyal fayda şirketi SoCreateS’i yakından tanıyalım.

 Öncelikle kendini tanıtır mısın?

1986 İstanbul doğumluyum. 2008 yılında Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden lisans, 2010 yılında da aynı bölümden yüksek lisans derecemi aldım. Şu anda da Utrecht Üniversitesi’nde Sosyal Psikoloji alanında doktora yapıyorum. Özellikle gruplararası ilişkiler, tutumlar, tehdit algısı ve grup normları üzerine çalışıyorum. Tezimi de Türkiye’deki Suriyeli mültecilere olan tutumlar üzerine yazıyorum. Evli ve iki çocuk annesiyim. Tarihe ve doğaya karşı büyük bir ilgi duyuyorum.

Koç Üniversitesi’nden hem lisans hem de yüksek lisans derecesi aldın. Bize eğitim aldığın dönemden biraz bahseder misin? Nasıl bir öğrencilik geçirdin?

Üniversite sınavında okulum ve bölümüm benim ilk tercihimdi. Dolayısıyla lisansı da yüksek lisansı da çok severek okudum. Koç Üniversitesi’nde geçirdiğim öğrencilik hayatım beni akademik olarak geliştirdiği gibi aynı zamanda hayata da donanımlı olarak hazırladı. Örneğin bir dönem değişim programıyla Washington DC’deki American University’de eğitim gördüm.  Yüksek lisansta da saha çalışması yapmak için bir ay Beyrut’ta kaldım. Bu tecrübeler kendi kabuğunuzdan çıkıp bambaşka tecrübeler yaşamanızı sağlıyor. Değişim programlarına katılmam vizyonumu ve çevremi çok genişletti. Uluslararası ilişkiler bölümü zaten insanın genel kültürünü, muhakeme yeteneğini ve bakış açısını ileri taşıyan bir bölüm. Bunun dışında aldığımız yan derslerin faydasını da hala gördüğümü söyleyebilirim. Koç Üniversitesi’nin sunduğu imkanlar ve öğrenciye verdiği değer bakımından kendimi çok şanslı hissediyorum. Ayrıca akademik alt yapısı çok güçlü hocalardan ders almak ve onların kapılarının her zaman size açık olması da çok değerli.

 Mezuniyetten sonra neler yaptın?

Mezun olduktan sonra iki sene uluslararası bir göç kuruluşunda kültürel oryantasyon eğitimi verdim. Sonrasında da Sosyal Psikoloji alanında doktoraya başladım. Doktora yaparken Sosyal Psikoloji’nin çok önemli bir disiplin olduğunu fark ettim. Zaten SoCreateS’i kurmamın amacı da buydu: insanların Sosyal Psikoloji’yle tanışmasına destek olmak, Sosyal Psikoloji’deki teorileri, akademik bulguları toplumsal hayata uygulayarak sorunlara çözümler bulabilmek.

 SoCreateS isimli bir sosyal fayda şirketi kurdun. Mezunlarımıza SoCreateS’i biraz tanıtabilir misin? Ne gibi hizmetler sunuyorsun?

SoCreateS Sosyal Psikoloji teorilerinin toplumsal konulara uygulanmasını hedefleyen, açılımı Social Psychology Creates for Society olan bir sosyal fayda şirketi. Karını Çocuk Esirgeme Kurumu’yla veya hasta bir çocuğun tedavisi için paylaşıyor. Amacı Toplum için Sosyal Psikoloji olan SoCreateS toplumsal sorunlara bir çözüm üretebilmeyi ve toplumsal ilişkileri geliştirmeyi hedefliyor. Bunu yapabilmek için de SoCreateS’in kullandığı üç yöntem var: Birincisi üniversitelere, STK’lara veya özel şirketlerin kurumsal sosyal sorumluluk departmanlarına akademik temelli proje fikirleri geliştirip, gerekirse hibe başvurularını hazırlıyor. Proje fikirleri özellikle Sosyal Psikoloji literatürüne dayanıyor ve toplumsal ilişkileri iyileştirmeye yönelik tasarlanıyor. Böylece akademik teoriler projelere uygulanarak, teoriği pratiğe dönüştürülmüş ve toplumla buluşturulmuş oluyor. İkincisi SoCreateS kurumların özellikle toplumsal ilişkileri güçlendirmeyi hedefleyen proje fikirlerini hangi açıdan geliştirilebileceği konusunda Sosyal Psikoloji literatürüne dayanarak danışmanlık hizmeti sunuyor. Böylece proje fikirlerinin bilimsellikle zenginleştirilmesi sağlanıyor. Üçüncüsüyse kişilere veya kurumlara Estetik Düşünme Eğitimi hizmeti sunması.

 Eğitimin uluslararası ilişkiler üzerine sosyal psikoloji alanı ile nasıl tanıştın?

Uluslararası ilişkilerde nasıl ki odak noktanız genellikle ülkeler ve devletlerse, Sosyal Psikoloji’de de odak noktanız toplum ve insan. İki bölüm arasında farklılıklar olsa da birbirlerini besleyen bölümler. Uluslararası İlişkiler okurken de daha çok ilgimi Ortadoğu, mülteciler, kimlik algısı gibi konular çekiyordu. Ama biraz daha derine inmek istedim. İnsan neden bir kimliğe ait hissetmek ister, neden toplum olarak benzer davranışlar sergiler, neden zaman zaman önyargılı bir tutum içinde bulunur gibi soruları araştırarak Sosyal Psikoloji’yle tanıştım. Sosyal Psikoloji de çok severek okuduğum bir bölüm.

Estetik düşünme eğitimi veriyorsun. Bu konu hakkında biraz bilgi verebilir misin?

Estetik deyince aklınıza ne geliyor? Muhtemelen ilk akla gelen şey güzellik. Bize güzel gelen şeyler çoğunlukla uyumun, ölçünün, belli bir oranın hatta altın oranın olduğu şeyler. İşte Estetik Düşünmek de tam olarak bununla ilgili: Biz düşüncemizde ne kadar taraflıyız, ne kadar tarafsızız, estetik düşünmek düşüncemizin taraflılığı anlamında bir ölçü, bir oran tutturmak demek.

Çoğumuzun farkında olmadan taraflı düşündüğü zamanlar olur. Örneğin, bir kişiyle ilgili bir izlenim oluşturduğumuzda aktör-gözlemci yanlılığı yapıyor muyuz? Yani bir kişinin başına bir şey geldiğinde biz o kişiyi suçlarken, aynı şey bizim başımıza geldiğinde kendimizi değil başka şeyleri mi suçluyoruz? Veya bir toplantıda karar alırken gerçekten tarafsızca düşünebiliyor muyuz? Yoksa hipotez doğrulama eğiliminde mi bulunuyoruz? Zihnimizde belli bir durumla ilgili bir hipotez oluşturuyor ve farkında olmadan sadece o hipotezi doğrulayacak bilgileri topluyor fakat o hipotezi çürütecek bilgileri görmezden mi geliyoruz? Ya da toplumda ötekileştirilmiş bir kesimin üyesiyle bir araya geldiğimizde korelasyon illüzyonu yaşıyor muyuz? Örneğin tanıştığımız Suriyeli bir mülteci kaba ve agresifse, her Suriyeli mülteciyle tanıştığımızda onun da kaba ve agresif olacağını mı düşünüyoruz?

Eğer estetik düşünürsek yani taraflı düşüncelerimizin farkına varır, onları tarafsızlaştırabilirsek daha adil değerlendirmeler yapıp, daha yerinde kararlar vermiş oluruz. Estetik düşünme eğitimi yeni bir işe veya projeye başlarken daha yerinde kararlar vermek, kurumsal hayatta çalışanların birbiriyle ilişkilerini geliştirmek, İK departmanlarının daha adil ve çok yönlü düşünebilmesini sağlamak, veya STK’ların toplumsal cinsiyet eşitliği veya benzer konularda hazırlamış oldukları eğitimleri geliştirmek için uygulanabilir.

Senin mezunlarımızla paylaşmak istediğin veya genel anlamda eklemek istediğin bir şeyler var mı?

18 Mart Çarşamba günü saat 19.00’da Mezunlar Derneği’nin Merkez Han’daki lokalinde SoCreateS’in düzenleyeceği bir Estetik Düşünme Semineri olacak. Daha fazla bilgi almak isteyenler socreates@socreates.org adresine email atabilirler. İlgilenen herkesi bekliyoruz.