Yale Üniversitesi’nde halk sağlığı yüksek lisansı yapmakta olan, Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi 2019 Anadolu Bursiyeri mezunumuz Kubilay Kaymaz ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Kubilay’ın kariyeri, öğrencilik yılları ve COVID-19’un halk sağlığı çalışmalarına etkileri hakkındaki sohbetimizin detaylarını bu röportajda bulabilirsiniz.

Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?

Koç Tıp 2019 mezunuyum. Şu an Yale Üniversitesi’nde halk sağlığı yüksek lisansı yapıyorum. Koruyucu hekimlik, dijital sağlık ve değer bazlı ödeme programları alanlarında kanıta dayalı ve inovatif programlar geliştirilmesi ve uygulanmasına odaklanıyorum. Yale School of Medicine toplum sağlığı ve değer bazlı ödeme programları departmanlarında çalışırken Yale School of Management’ta da araştırma asistanlığı yapıyorum.

Buraya gelmeden önce bir yıl üniversite hastanemizde intörn doktor olarak çalıştıktan sonra bir yıl da sağlık sigortacılığı sektöründe verimlilik ve dijitalizasyon projelerinde çalıştım.

Koç Üniversitesi’nde eğitim aldığınız dönemden biraz bahseder misiniz? Nasıl bir öğrencilik geçirdiniz?

Koç Üniversitesi’nde kaliteli ve çağdaş bir eğitim aldık; ancak, bundan çok daha fazlasıydı oradaki deneyimim. Bunun şu an yaptığım ve gelecekte yapacağım işlere büyük etkisi olduğunu biliyorum. Hazırlık ve çekirdek program süresince çokça sosyal aktiviteler ve biraz da ders dışında her fırsatta kendimi çok kıymetli hocalarımın araştırma laboratuvarlarında buluyordum. Daha sonra öğrenci kulüplerinde ve konseyde aktif roller aldım. Koç Üniversitesi Öğrenci Konseyi’nde Tıp Fakültesi Temsilcisi ve Genel Sekreter; Avrupa Tıp Öğrencileri Birliği’nde Avrupa Yönetim Kurulu Üyeliği gibi görevler üstlendim. Bu çalışmalar, verimli ve kaliteli sağlık hizmetleri sunumu ve sağlık sistemlerinin güçlendirilmesi gibi halk sağlığı konularına ilgimi keşfetmemi sağladı. Tıp okumak gereği çok fazla ders çalıştığım dönemler oldu; ancak, bahsettiğim deneyimleri kazanmayı daha çok önemsiyordum.

Akademik kariyerinize ABD’de devam ediyorsunuz. Bizlere Yale Üniversitesi’ne uzanan eğitim yolculuğunuzdan bahsedebilir misiniz?

İlk, orta ve lise eğitimim İzmir’de devlet okullarında iyi şartlarda geçti ve bunun büyük bir ayrıcalık olduğunu düşünüyorum. İzmir birçok kültürü barındıran ve dışa dönük bir şehir olarak o yaşta farklılıkları takdir etmeyi ve konfor alanının dışına çıkmanın etkisini görmemi sağladı. Farklı şehirlerden ve ülkelerden kişilerle tanışmak ve bu kültürleri tanımak beni heyecanlandırıyordu. Bu yüzden her zaman yurtdışında okumak ve çalışmak ilgimi çekiyordu. Zaman geçtikçe biyolojik sistemlerin kompleks yapısı ve insan sağlığı da ilgimi çektiği için tıp alanına yöneldim. Bu alanda hem uluslararası bir kariyere sahip olup hem de birçok insanın hayatına dokunabileceğime inanıyordum. Tıp okumak için sınavlarda çok başarılı olmak gerektiği gerçeğiyle çok çalıştım ve ilk yüz gibi sıralamalara girdim ancak Koç Tıp’a girişim Anadolu Bursiyerleri programı sayesinde oldu. İlk uçak seyahatim de bu program kapsamında Rumelifeneri Kampüsü’nde gerçekleşen Koç’ta 24 Saat programı sayesinde olmuştu. Ve Koç Tıp deneyimimden bir önceki soruda bahsettim; ancak, tıp okurken 10’dan fazla ülkeye Avrupa Tıp Öğrencileri Birliği’ni temsil etmek için gitmemin ve bu platformlarda sağlık savunuculuğu yapmamın Yale’de halk sağlığı eğitimine uzanan yolculuğumda kilometre taşı olduğunu düşünüyorum. Nihayetinde, okurken yaptığım bu gibi çalışmalar sayesinde hem Yale’den hem de başka prestijli programlardan teklifler ve finansal destek alarak sağlık sistemlerini saran kompleks problemlerin çözümüne odaklandığım bu halk sağlığı yüksek lisans programına başladım.

Zor zamanlardan geçtiğimiz bu pandemi döneminde “Halk Sağlığı” alanında eğitim alıyorsunuz. Covid-19 Salgını sizin çalışmalarınızı nasıl etkiledi? Siz bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?

Covid-19 pandemisi, virüs ve bakteri gibi hastalık etkenlerinin sınır tanımadığını ve hazırlıklı olmazsak milyarlarca insanın hayatının kısa sürede etkilenebileceğini bize yıkıcı bir şekilde hatırlattı. Sağlık sistemlerinin bu gibi şoklara hazırlıklı olması için güçlendirilmesi bir zorunluluk. Halk sağlığı profesyonelleri, bu amaçla hizmet sunumunun ötesinde insan gücü planlaması, bilgi sistemleri, inovasyon, finansman ve yönetim alanlarında multidisipliner ekipler içerisinde çalışıyor. Covid-19 pandemisi sayesinde toplum içinde ve kamu ve özel sektörde de bu alana olan ilgili artışta. Bunu olumlu buluyorum. Çünkü değişen trendler ile birlikte sağlık alanında veri üretebilen, ürettiği veriyi anlamlandırıp sağlık programları ve politikalarının geliştirme, uygulama ve değerlendirme aşamalarında kullanabilecek hekimlere ihtiyaç var.

Yale’deki çalışmalarım da bu düşüncelerle örtüşen bir şekilde multidisipliner ekipler içinde sağlıkta inovatif uygulama ve yönetim çözümlerine odaklanıyor. Burada, pandemiye özel sağlık politikaları ve programları üzerine çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor. Kanıt üretiliyor ve bunlar kamu, özel sektör ve sivil toplum ile birlikte işlevselleştiriliyor. Ben de özellikle erişilmesi güç grupların aşı tereddüdü ve aşıya erişimi konularında girişimlerde bulunuyorum. Öte yandan, süregelen ve yeni ortaya çıkan sorunların çözümü için de çalışmalara devam ediyoruz.

Koç Üniversitesi’nde Anadolu Bursiyeri olarak okudunuz. Anadolu Bursiyerleri Programı’ndan nasıl haberdar oldunuz? Başvuru sürecinizi bizlere anlatabilir misiniz?

Son sınav sonrası ne kadar iyi bir sonuç alacağımı bilsem de Koç Tıp’ta tam burslu okumak için yeterli olmayacağını anlamıştım. Diğer seçenek ise yarı burslu okumaktı, ancak bunun için ailemin kaynakları yeterli değildi. Bu yüzden, lise öğrencileri için araştırma programı kapsamında Koç’ta tıp fakültesi henüz kurulmamışken mühendislik fakültesinde çalışan yanında araştırma yapma fırsatı bulduğum bir hocama bu üzücü haberi verdim. Kendisi benim Koç Tıp’ı ne kadar istediğimi biliyordu ve bana bu programdan bahsetti. Programı hemen inceledim ve bunun benim için harika bir fırsat olduğunu gördüm. Son başvuru tarihi geçmiş ancak başvurular bir süre daha uzatılmıştı. Hemen büyük bir heyecan ve istekle başvuru belgelerimi hazırlayıp gönderdim. Sonra Koç’ta 24 Saat programıyla ilk defa uçağa binip İstanbul’a tek başıma geldim. Sürecin sonunda kabul haberinin geldiği gün hala aklımda. Havalarda uçuyordum. Sonra mecazi değil gerçek anlamıyla sürekli uçmaya, keşfetmeye ve gelişmeye devam ettim.

Anadolu Bursiyerleri Programı ile ilgili neler söylemek istersiniz? Koç Üniversitesi’nde Anadolu Bursiyeri olarak okumaya başladıktan sonra hayatınızda neler değişti?

Önceki sorularda buna cevap vermiş oldum; ne kadar İzmir’e göçmüş orta gelirli bir ailede ve hala çok ayrıcalıklı sayılacak bir ortamda büyümüş olsam da bu program her şeyi değiştirdi. Bu fırsatı, hayatıma dokunan bu programın geliştirilmesi ve sürdürülmesinde emek harcayan sayın rektörümüze, kaynak geliştirme, kurumsal iletişim, mezun ilişkileri ve diğer bütün departmanların çalışanlarına teşekkür etmek için kullanmak istiyorum. Gönülden teşekkürler. Koç Üniversitesi, sadece bir eğitim kurumu değil. Çok daha fazlası.

Sizin mezunlarımızla paylaşmak istediğiniz veya genel anlamda eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?

Anadolu Bursiyerleri Programı, Türkiye’nin en önemli kurumlarından birinde okuma fırsatı veren ve ülkemizde fırsat eşitliği seferberliği başlatmış bir program olarak, eminim, benim için olduğu gibi yeni bursiyerlerin de hayatına dokunacak. Bağışçılara yardımseverlikleri, kesintisiz ve karşılıksız destekleri için teşekkür ediyorum. Gönüllere birlik ve beraberlik duygusu aşılıyan bu programa artık biz Anadolu Bursiyerleri programı mezunları da destek oluyoruz. Herkesin kaliteli ve çağdaş eğitim alabildiği, en iyi sağlık hallerine ve refah düzeylerine ulaşabildiği bir gelecek için elini taşın altına koyanlara teşekkürler.

Birlikte işler yapmak isteyen veya halk sağlığıyla ilgili mezunlarımız tanışmak için bana @drkubilaykaymaz sosyal medya hesaplarımdan veya kubilaykaymaz.com kişisel internet sayfamdan ulaşabilirler.