Koç Üniversitesi Kimya Biyoloji Mühendisliği mezunu Ece Boydak’13 ile “İş Başa Düştü” hakkında sohbet ettik. Blog yazarı Ece Boydak’ın hikayesinin detaylarını röportajımızda bulabilirsiniz.

Öncelikle kendini tanıtır mısın?

İstanbul’da doğdum ve büyüdüm. Saint-Joseph’ten sonra Koç Üniversitesi’nde Kimya ve Biyoloji Mühendisliği bölümünden mezun oldum. Kariyerime 2013 yılında, Management Centre Türkiye’de analist olarak başladım, ilaç, hızlı tüketim, telekomünikasyon ve finans şirketleriyle organizasyonel gelişim projelerinde yer aldım. Çalışırken okumaya devam ettim, Galatasaray Üniversitesi’nde İşletme ve Stratejik İletişim Yönetimi yüksek lisansları yaptım. Şimdi, Türkiye’nin uzaktan eğitim alanındaki ilk ve lider şirketi Enocta’da ürün yöneticisi olarak çalışıyorum. Aynı zamanda Galatasaray Üniversitesi’nde İşletme doktorası ile akademik yolculuğuma devam ediyorum.

Yeni şeyler öğrenmek, öğrendiklerimi başkalarıyla paylaşmak hayattaki en büyük motivasyonum. 2014 yılından bu yana, kuşaklararası iletişim, kariyer değişikliği ve çeşitliliği, yurt dışında yaşamak ve çalışmak hakkında blogum isbasadustu.com’da yazılar yazıyorum, röportajlar yapıyorum. Kendi blogum dışında, kadınları kendi tutkularını keşfetmeye, yaratıcılıklarını harekete geçirerek üretmeye ve ürettiklerini dünya ile paylaşmaya davet eden dijital kadın platformu dijitaltopuklar.com‘da konuk yazarlık yapıyorum.

Koç Üniversitesi’nde eğitim aldığın dönemden biraz bahseder misin? Nasıl bir öğrencilik geçirdin?

Koç Üniversitesi hayatımın en güzel yıllarını yaşattı ve mezuniyetimin ardından hala hayatıma güzellikler katmaya devam ediyor. Çeşitli vesilelerle hem öğrencilerle hem de mezunlarla buluşmaya devam ediyorum, bu röportaj da bunun başka bir halkası😊

Dolu dolu dört yıl geçirdim, okulumuzun başta Exchange olmak üzere tüm nimetlerinden faydalanmaya çalıştım. İkinci senemde Exchange öğrenci olarak İsviçre’ye gittim.  École Polytechnique Fédérale de Lausanne’da hem mühendislik hem de pazarlama ve strateji dersleri aldım.  Şubat’tan Temmuz’a, İsviçre’nin dört mevsimini yaşayabildim, kışın kayak tatiline de gittim, yazın Leman gölüne de girdim. Hem İsviçre içinde, hem de civar ülkelerde 10’dan fazla şehri görme fırsatım oldu. Yirmili yaşlarıma damgasını vuran, paha biçilemez bir deneyimdi. Exchange dışında, kulüpler sayesinde scuba diving ve tango okulun bana kattığı diğer güzellikler.

Koç Üniversitesi öğrenciliği o kadar sevdirdi ki, hiç bitsin istemedim. Nitekim yüksek lisanslarımla, çalışırken öğrenciliğe devam ettim. Okulum bana çok boyutlu düşünebilmeyi, çeşitliliğin değerini bilmeyi ve en önemlisi hayat boyu dostluklar kazandırdı. Bir kez daha, iyi ki Koç Üniversite’si mezunuyum 😊

 “İş Başa Düştü” adında bir blog siten var. Blog açma fikri nereden doğdu?

Koç’tan mezun olduktan sonra, ilk işim danışmanlıkta çalışmaya ve aynı zamanda Galatasaray Üniversitesi’nde İşletme yüksek lisansı yapmaya başlamıştım. İş ve okul birbirini o kadar güzel tamamlıyordu ki, sabah müşteri toplantısında bahsi geçen bir konuyu, akşam okulda hocalarımız derinlemesine aktarıyordu ya da tam tersi oluyordu. Yeni mezun bir çalışan olarak, iş hayatına dair çok değerli bilgilerle donanmış ve dolayısıyla şanslı hissettiğim bir dönemdi. Bu bilgileri hem kendim için arşivlemek, hem de yaşıtlarımla ve onları yönetenlerle paylaşmak istedim. İşte blog açma fikri de bu şekilde doğdu 😊

“İş başa düştü” hepimizin bildiği anlamıyla, kişinin kendi işini kendisi yapması, başkasından beklemek yerine, kendi kendine değer katması. Aynı zamanda da, benim hayalim, yani “düşüm” anlamında. Hayalimi gerçekleştirdiğimde, başka bir röportajda anlatmak isterim 😊

Blog sayfanda nasıl içerikler üretiyorsun?

Blogumda iş hayatıyla ilgili farklı yaş gruplarına hitap eden içerikler üretiyorum, üç kategori altında aklıngörüntünruhun. Z kuşağı lise-üniversite öğrencileri, X ve Y kuşağı çalışanlar ve emekli Boomer’lar, dört kuşak da, hem kendileri için, hem de nesiller arası etkili iletişim için faydalı içerikler bulabilirler. Aynı zamanda, kendi çevremden yurt dışında çalışanlarla ve kariyer değiştirenlerle röportajlar yapıyorum.

Mezunlarımızla paylaşmak istediğin veya genel anlamda eklemek istediğin bir şeyler var mı?

Aslolan hayatta mutlu olmaksa, insan sevdiği işi yapmalı diye düşünüyorum. Kişi bir değil, birden fazla işi birlikte yaparak da mutluluğu yakalayabilir. Yeter ki, sevdiği iş(ler)i bulabilmesi için farklı şeyler denemeye açık olsun ve gerekirse değişiklik yapmaktan çekinmesin. Kariyerlerinde değişiklik ya da çeşitlilik yapmak için cesarete ve ilhama ihtiyaçları varsa bloguma beklerim. Kendi başarı hikayelerini paylaşmak isterlerse bana eceboydak@gmail.com adresinden ulaşabilirler 😊