2008 EMBA mezunumuz Savaş Balaban Temmuz ayı başında Bodrum’dan başlayan ve Ağustos ayı sonunda Japon Denizi kıyısında noktalanacak yeni bir yolculuğa çıkıyor. Savaş’la bir araya gelerek seyahatleri ve yol tutkusu hakkında konuştuk.

Merhaba Savaş, bize kendini tanıtır mısın?
1974 yılında İstanbul Bakırköy’de doğmuşum. 1995 yılında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nden elektrik elektronik mühendisi olarak mezun oldum ancak hiç mühendislik yapmadım, satış ve pazarlamayı kendime meslek olarak seçtim. 2008 yılında da Koç Üniversitesi Executive MBA programından mezun oldum. Değişik sektörlerde faaliyet gösteren firmalarda satış ve pazarlama yöneticisi olarak görev yaptım. Endüstriyel ürünler, otomotiv, ofis cihazları ve en son ileri teknoloji içeren medikal cihaz sektörlerinde bazıları yabancı ortaklı olan İstanbul firmalarında çalıştım. Bu yıl Nisan ortasında İstanbul’daki işimden ayrıldım ve Bodrum’a yerleştim.

Yolculuk senin için ne demek? Yolculuklar nasıl başladı?
Yolculuk derinliği olan bir kavram benim için. Pek çok anlamı var… Değişim demek, hareket demek, yenilenmek, görmek, yaşamak, deneyimlemek, öğrenmek, tatmak, hissetmek…yaşamak demek.
Kısacık yaşam süresi yolculuklarla biraz olsun artıyor sanki. Düşünmeye, fark etmeye, hazmetmeye, anlamaya fırsatlar oluşturuyor seyahatler. Günlük yaşamlarla sağdan sola dümdüz bir çizgi üzerinde ilerleyen yaşam çizgisi seyahatlerle biraz olsun bu hat üzerinde yukarı ve aşağı dalışlara sebep oluyor. İş yaşamımda günde 5 yeni konu ile karşılaşıyorsam yolculuklarım sırasında günde en az 20 yeni ve çok farklı olay ile karşılaşıyorum ve bu çok farklı bir deneyim kazandırıyor…
Üniversite yıllarında sırt çantamla seyahat etmeye başladım daha sonra motosikleti ve seyahati birleştirerek önce Türkiye’de takibinde de 2001 yılında yurt dışı seyahatlerine başladım.

Bugüne kadar nerelere gittin?
Aslında saymayı sevmiyorum ancak 58 farklı ülkede bulunmuşum. Motosikletle gittiğim ülkeler 2001 Akdeniz sahili (İtalya, Monte Karlo, Fransa ve Yunanistan), 2005 Istanbul-Katmandu (İran, Pakistan, Hindistan ve Nepal), 2008 Ortadoğu (Suriye, Lübnan ve Ürdün), 2009-2010 Amerikan Kıtası (ABD, Meksika, Küba, Guatemala, Nikaragua, El Salvador, Kosta Rika, Honduras, Panama, Kolombiya, Ekvator, Peru, Bolivya, Arjantin, Şili, Brezilya, Paraguay ve Uruguay), 2011 Karadeniz (Bulgaristan, Romanya, Moldova, Ukrayna, Rusya, Azerbaycan ve Gürcistan), 2012 Balkanlar (İtalya, Avusturya, Macaristan, Hırvatistan, Sırbistan, Makedonya, Karadağ, Kosova ve Yunanistan).

Seyahatlerinde bir ekibin var mı yoksa yalnız mı seyahat ediyorsun?
Zaman zaman arkadaşlarımla da seyahat ediyorum ancak laf aramızda kalsın tek başıma seyahate çıkmayı tercih ediyorum. Derler ya bir insanı tanımak için ya ödünç para vereceksin ya da seyahate çıkacaksın… başkası ile birlikte seyahate çıktığında o kişiyi tanımak için çok güzel bir fırsat oluyor ancak kendimi tanımayı, kendimle yüzleşmeyi daha çok seviyorum. Anlaşabildiğin insanlarla birlikte yeni yerler görmek yeni maceralar yaşamak ve paylaşmak tabi ki çok keyifli ama kendi boyumun ölçüsünü almak için kendi başıma olmayı tercih ediyorum.

Yolculuklarında aklında kalan, ilgi çekici bir hikayen varsa bizimle paylaşır mısın?
Bir sürü hikaye var, hangi birini paylaşabilirim bilmiyorum, 2009 Haziran da Meksika da geçirdiğim bir trafik kazası sonrasında yaşadıklarımı sizinle paylaşabilirim.
Başım sıkıştığında bir şekilde melek gibi yanımda beliriveren insanlar en ilginçleri sanırım. Brezilya’nın güneyinde Porto Alegre adında bir şehirde yağmurlu bir geç akşam üstü kalacak bir yer arıyordum. Adres sormak için akaryakıt istasyonuna girdim ancak İngilizce ve İspanyolca bilen kimseyi bulamadım. Tam vazgeçmek üzereyken, 5-6 yaşlarında kız çocuğu ile birlikte arabasına yakıt almaya gelen orta yaşlarda bir adam İngilizce bildiğini ve bana yardımcı olabileceğini söyledi. Aradığım otelin adresini ve haritadaki yerini gösterdim, beni takip et dedi arabasına atladı. Oteli bulduk teşekkür edip boş yer olup olmadığını sormak için otele girdim. Otel doluymuş. Yağmur devam ediyordu ve hava kararmıştı. Ben içerdeyken motosikletime bekçilik yapmak için arabasının içinde bekleyen adam durumu dinledi ve tekrar beni takip et dedi. Bütçemi aşacağı aşikar bir otelin önünde durduk. Arabasından indi ve 5 dakika sonra elinde bir oda anahtarı ile geri döndü. Odayı tutmuş ödemeyi de yapmıştı; bu akşam benim misafirim ol lütfen dedi ve elimi sıkıp gitti. Kabul edemeyeceğimi ve bir şekilde ödemek istediğimde söylediğimde sadece ‘sen de bir gün bir başkasını misafir edersin ödeşmiş oluruz’ dedi… bir diğeri de Amerika’dan satın aldığım ikinci motosikleti Meksika’ya sokamayınca Tiffany ile tanışmam oldu. Kısaca bahsedecek olursam Meksika’yı geçebilmek için motosikletimi Tiffany e sattım, ülkeye giriş işlemlerini kendi adına yaptı, birlikte 10 gün kadar seyahat edip Guatemala’ya geçtik ve orada motosikletimi bana geri sattı uçak biletini alıp tekrar Amerika’ya yolcu ettim. Sipariş vermiş olsam bu ve benzeri insanlarla sanırım karşılaşamazdım…

Bu yaz yapmayı planladığın seyahatin fikri nasıl ortaya çıktı?
Bu seyahatin hayalini 2010 yılında tekrar çalışmaya başlamadan kurmaya başlamıştım. İşverenimle 2015 yılında da 6 ay ücretsiz için şifahen anlaşmıştık. Daha sonra bunu ikiye bölüp 2 ayını 2013 de kalan 4 ayı da 2015 de kullanma konusunda anlaştık. İstanbul’dan Magadan’a sürmek için iki ay yeterli olacaktı. Çocukken TRT de izlediğim İpek Yolu Belgeseli hep aklımdaydı ve Kitaro’nun müzikleri eşliğinde bu yolculuğun hayali bile çok güzeldi. Daha sonra bu düşünce bir içki firmasının ‘şimdi değilse ne zaman ben değilsem kim’ sloganı ile birleşti ve güzergahı planlamaya başladım.

Bu seyahat planının detaylarını paylaşır mısın?
Orta ve Doğu Asya ülkelerini kapsayan yaklaşık iki ay sürecek seyahat Doğubayazıt ya da Van’dan Türkiye’den çıkış daha sonra sırası ile İran, Türkmenistan, Özbekistan, Tacikistan, Afganistan tekrar Tacikistan, Kırgızistan, tekrar Özbekistan, Kazakistan, Rusya ve Moğolistan üzerinden devam ederek Rusya’nın Vladivostok şehrinde Japon denizi sahilinde sona erecek şekilde olacak. Dönüş için motosiklet ve bir kısım eşya Vladivostok’tan Türkiye’ye gönderilecek, kendim de Tokyo veya Seul’den uçak ile ya da Trans Siberia Express ile Moskova’ya geçererek Türkiye’ye döneceğim.
Planda bir değişiklik olmaz ise Tacikistan’ın yüksek dağlarından geçen Pamir yolu ve Moğolistan’ın Güney’inde yer alan Gobi Çölü de rota üzerinde yer alacak ve toplam mesafe yaklaşık olarak 16.000km’yi bulacak

Seyahatler öncesi nasıl bir hazırlık sürecin oluyor?
Hazırlık ve planlama işin en keyifli ve aynı zamanda en yorucu kısmı. Vizelerin alınması, güzergahın belirlenmesi, varsa o bölgeye has hastalıklar için aşı ve diğer tedbirler, motosiklet ve eşyaların hazırlanması vb. Örnek olarak Moğolistan’da 600km’lik bir mesafede yakıt alabileceğiniz bir yer olmadığını bilmeden yola çıkarsanız yakıtınız bitebilir ve Moğolistan bozkırlarında kalabilirsiniz. Motosikletimin menzili 450km 🙂 bunun için ek yakıt taşımak gerekiyor bu da ekstra yük ve ağırlık demek. Bazı sınır kapıları turistlere açık olmuyor yine bunları iyi araştırmak gerekiyor. Ama en önemlisi ‘Yengen Vizesi’ nin alınması; 7 ay önce evlendim ve eşimin bu seyahat için gönülden izni önemliydi, onu da almayı başardım 🙂

Seyahatin sırasında mezunlarımız seni nasıl takip edebilirler?
www.yolbizibekler.com web sitemizi zaman zaman güncelleyeceğim ve facebook’da bu seyahat için bir sayfa oluşturdum. YolBiziBekler – Orta ve Doğu Asya. Bu seyahatte bir de uydu takip cihazı kullanacağım. Seyahat süresince daha sonra vereceğim bir link üzerinden canlı olarak nerede olduğum da takip edilebilecek.

Bundan sonrası için planların neler?
Henüz plan demeyelim ama hayalini kurduğum daha çok fazla yer var. İstanbul-Cape Town bunlardan biri, Kuzey Avrupa, Avustralya, Çin… Ama önce Eylül gibi dönüp bu seyahatleri yapabilmek için tekrar çalışma yaşamına dönmek ve para kazanmak gerekecek 🙂

Sana şimdiden güzel bir yolculuk diliyoruz. Dönüşte izlenimlerini ve fotoğraflarını bizimle paylaşmanı umuyoruz.
Döndükten sonra Mezunlar Derneği çatısı altında bir kaç saatlik kısa bir sunum ve sohbet yapabiliriz aslında. Hem bir araya geliriz hem de sohbet etmek ve paylaşmak için güzel bir fırsat olur; ne dersiniz?

İş ve özel hayatınızla ilgili paylaşmak istediğiniz güzel haberleri bu sayfalardan mezunlarımıza duyuracağız. Güzel haberlerinizi mezun@ku.edu.tr adresine bekliyoruz.