Koç Üniversitesi’nden 2012 yılında mezun olan Sırma Er ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Kariyeri ve wamo hakkında ilham veren bilgiler veren Sırma Er, İngiltere’de şirket kurmak hakkında konuştu. Sohbetin detaylarını röportajımızda bulabilirsiniz.

Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?
Merhaba, ben Sırma Er. 2012 Sosyoloji mezunuyum. 10 senelik reklam ajansı hayatından sonra, kendini girişim sektöründe bulanlardanım. TBWA ve Rafineri gibi Türkiye’nin büyük ajanslarında çalıştıktan sonra, İngiltere bazlı wamo adında bir fintech şirketinde çalışmaya başladım. Öncelikli olarak pazarlamadan sorumlu olsam da organizasyonun neye ihtiyacı olursa yardıma koşuyorum.

Koç Üniversitesi’nde eğitim aldığınız dönemden biraz bahseder misiniz? Nasıl bir öğrencilik geçirdiniz?
Geçtiğimiz bahar Koç Üniversitesi’nden mezun olmamızın 10. Yılı şerefine Homecoming’e gittik. Yeniden ne kadar güzel bir okulda okuduğumuzu ve ne kadar şanslı olduğumuzu hatırladım. O kadar uzun süre olmasına rağmen anılarımın bu kadar canlı olmasının en büyük nedeni Koç Üniversitesi’nde her gün eğlenerek okumamdır.

2007 yılında burslu olarak girdiğimde, hem yurtta kalma imkanım hem de okulun çeşitli bölümlerinde çalışma şansım oldu. Bunların yanında sosyal sorumluluk ve pazarlama kulüplerinde çalışarak okumak dışında birçok alanda üniversiteyi yaşadım. Okuduğum bölüm, sosyolojinin, ekonomi, psikoloji ve
pazarlamaya değen çok alanı olduğu için 4 sene boyunca çok farklı dersler alabildim. Hatta bugün, keşke çift dal yapsaymışım dediğim zamanlar bile oluyor.

Kariyer anlamında, benim okuduğum zamanlarda, daha çok büyük kurumlar varlığını gösteriyordu. Düşününki Coca-Cola dünyanın hala en değerli markasıydı; O yüzden de mezun olur olmaz o firmalarda çalışmamız gerektiğini düşünüyorduk. Teknoloji çağı, piyasaya daha o kadar vurmamıştı ve girişimciliği düşünen şimdiki kadar çok insan yoktu. Ben de bu dönemde okuduğum için tüm arkadaşlarım gibi alanımda büyük olan firmalara gitmeyi seçtim.

Mezun olduktan hemen sonra neler yaptınız?
Mezun olunca, Türkiye’nin büyük ajanslarından TBWA/Istanbul sonra Rafineri’de toplam 10 sene boyunca müşteri ilişkilerinde çalıştım. Avea, Turkcell, Apple, Pegasus, Koçtaş, Fox, Borusan Otomotiv gibi farklı sektörlerden 15’ten fazla müşteriyle ilgilendim. 500’e yakın kampanyayı hayata geçirerek reklamcılığın her türlü alanında bulunmuş oldum. Pandeminin başlaması ile danışmanlık yapmaya başladığım fintech şirketi wamo’ya geçiş yaparak start-up hayatına giriş yaptım. Son 1 senedir Malta İstanbul arası gidip geldiğim wamo’da pazarlamadan sorumluyum.

Start-up hayatına geçişte zorlandınız mı?
Start-up hayatına geçişte çalışma şartlarından dolayı zorlanmadım, ama geçiş yaptığım sektör ve pazarda bundan önce tecrübem olmadığı için alışmam biraz zaman aldı. Hem finans sektörüne geçiş yapmış oldum hem de bir anda kendimi Avrupa ve İngiltere pazarında buldum. Kültür farklılığından ziyade, Türkiye’de rahatlıkta yaptığımız her şeyi tek başıma bu pazarlarda kurmam gerekti. Örnek olarak beraber çalışacağımız 3. partileri bulmak, projeleri yaparken uyguna yapıp yapmadığımızı
belirlemeye çalışmak vs… Oysa yeni girdiğimiz Türkiye pazarında tanıdıkların olması, kolay hareket alanlarının olması işin ne kadar daha hızlı ve kolay yürüyebildiğini gösterdi.

wamo’dan bahsetmişken, biraz anlatır mısınız nedir? Türkiye pazarına nasıl girdiniz?
Avrupa ve İngiltere pazarlarında küçük işletme sahibi veya yeni girişimciyseniz, geleneksel bankalar hesap açma konularında zorluk çıkartabiliyor ve işlemler uzun sürebiliyor. Wamo, bu süreci bir güne indirerek iş sahiplerine büyük bir kolaylık sağlamış oluyor. Bu hizmetimizden Malta’daki 100 kişilik bir şirket de, Dubai’de yaşayıp İngiltere’de şirketi olan bir iş sahibi de yaralanabiliyor. O nedenle wamo’nun müşterileri sadece Avrupalı veya İngiliz diyemiyoruz, bugün 31 ülkeden, 89 milletten
müşterisi var.

Geçtiğimiz sene boyunca ise çok farklı ülkelerden İngiltere’de şirketi olan girişimcilerin bizden hesap açmaya başladığını gözlemledik. Müşterilerimizi, onların ihtiyaçlarını dinledik ve yaşadıkları zorluklara tanık olduk. İki önemli nokta ortaya çıktı. İngiltere ve Avrupa vatandaşı olmayan girişimciler İngiltere’de işlerini kurabiliyor ama banka hesabı açmakta zorlanıyorlardı.

Bu içgörü ile çıkarak, wamo’nun şirket kurma hizmetini hayata geçirdik. Bundan böyle wamo ile Dünya’nın neresinde olursanız olun, 15 dakikalık bir başvuru ile İngiltere’de 48 saat içinde şirket kurup, aynı günde wamo’dan şirket hesabı açabilirsiniz.

Türkiye pazarına ise bu hizmetle girmiş olduk. O kadar çok girişimci yurt dışına açılmak, işlerini yurt dışında büyütmek veya yurt dışında Amazon, Etsy gibi platformlarda satış yapmak istiyor ki onların hayatını kolaylaştırarak hayallerini ulaşmaya yardımcı olmak istiyoruz. İngiltere’de şirket kurduktan sonra direktörlerden biri İngiltere’de yaşamıyorsa banka hesabı açtırmak kadar zor bir şey yok, oysa wamo ile hem Sterlin hem de EUR IBAN’e sahip olacakları şirket hesabını aynı günde açabiliyorlar. Bunun yanında da kurduğumuz iş birlikleri sayesinde Shopify ve ikas gibi yeni nesil e-ticaret platformlarından çok uygun tekliflerden yararlanabiliyorlar. Kurucumuzun oğlu 13 yaşında, bizim hizmeti ve Shopify teklifini kullanarak Malta’dan satış yapmaya başladı bile.

Sizin mezunlarımızla paylaşmak istediğiniz veya genel anlamda eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?
Koç Mezunu olarak arkadan gelenlere söylemek istediğim şey sistemin içinde takılı kalmamaya özen gösterin. Geriye dönüp 10 seneme baktığımda sistemde nasıl sıkışmış olduğumu ancak bugün anlayabiliyorum.

Ve maalesef sistemin içinde kaldığımızda dışardaki potansiyelleri göremiyoruz. O nedenle her zaman gözümüzün açık olması, her zaman sorgulamamız ve daha iyi nasıl yapabilirim diye düşünmemizin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Ve iş olarak ne yaparsanız yapın yanına bir hobi koymayı unutmayın.