2005 Psikoloji bölümü mezunlarımız Açelya Şahin Fırat ve Aslı Kızıltoprak Tuna Davranış Bilimleri Enstitüsü tarafından hazırlanan Okul döneminde karşılaşılabilecek problem alanları ve başa çıkma yöntemleri isimli kitabın iki ayrı bölümünü yazdılar. Okul döneminde çocuğu olan anne-baba mezunlarımızın ilgisini çekebileceğini düşündüğümüz bu kitapla ve kariyerleri ile ilgili olarak Uzman psikologlar Açelya ve Aslı ile mezunlarımız için görüştük.

endinizi tanıtır mısınız? Koç’tan mezun olduktan sonra neler yaptınız?
2005 yılında Koç’tan mezun olduktan sonra DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü Çocuk ve Genç Bölümü’nde önce asistan olarak çalışmaya başladık. Daha sonrasında ikimiz de Doğuş Üniversitesi Klinik Psikoloji Yüksek Lisans programını tamamladık. Yüksek Lisans’ın ikinci yılında Çocuk ve Genç Bölümü terapistleri arasına katıldık. Bu süreçte hem süpervizyon alarak seanslarımızı sürdürüyor hem de çeşitli projelerde görev alıyorduk. O gün bu gündür DBE’deyiz.

Çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Kitapta yayınladığınız çalışmalarınızı kısaca mezunlarımıza anlatır mısınız?
Bizler 0-18 yaş arası çocuk ve gençlerde görülen akademik ve duygusal sorunlar ile çalışıyoruz. Bunun yanında sağlıklı çocuk danışmanlığı kapsamında çocukların gelişimlerini değerlendirip ailelere ve okullara geribildirimlerde bulunuyor, eğer gelişmesi gereken alanları var ise öneriler veriyoruz. Sınavlara hazırlanma sürecinde olan çocuk ve gençlerle performans geliştirme çalışmaları yapıyor, kariyer planlaması konusunda danışmanlık veriyoruz. Ailelere ve psikoloji öğrencilerine yönelik eğitimler veriyor, okul öncesi eğitim kurumlarının psikolojik danışmanlık hizmetlerini yürütüyoruz.
2011 Kasım ayında yayınladığımız “Mutlu Çocuk Mutlu Yetişkin” adlı kitabımızda çocuk ve gençlerle çalışırken sıklıkla karşılaştığımız altı sorun alanı ile ilgili hem aileleri hem de çocuklarla çalışan uzmanları bilgilendirmeyi hedefledik. Bu nedenle, kitabımız okul döneminde karşılaşılabilecek sorun alanlarını ve başa çıkma yöntemlerini içersin istedik. Ben “Dikkat Eksikliği ve Aşırı Hareketlilik”, Aslı ise “Ayrılma Korkusu ve Okul Reddi” konusunu ele aldı. Bunun dışında diğer terapist arkadaşlarımız “Öğrenme Güçlüğü”, “Sınav Kaygısı”, “Sosyal Beceri” ve  “Travma” konularını işlediler. Çok olumlu geribildirimler aldık. Hatta ilk baskısı tükendi. Şimdi ikinci baskı basılıyor. Eskiden sadece DBE’den temin edilebilirken ikinci baskıya kitabevlerinden de ulaşmak mümkün olacak. İkinci baskıda kitabımızın adını “Mutlu Çocuk Mutlu Öğrenci” olarak değiştirdik.

Üniversite yıllarınızda çocuk psikolojisine yönelik bir ilginiz var mıydı?
Açelya: Aslına bakarsanız Aslı’yı bilmem ama ilk yıllarda terapist olmak hiç aklımın köşesinde yoktu. İnsan kaynaklarında çalışmayı düşünüyordum. Ancak bir şirketin HR departmanında yaptığım stajla beraber istediğimin bu olmadığına karar verdim ve ruh sağlığı alanında eğitimler almaya başladım. Çocuklarla çalışmak hem çok zevkli hem de gelişim çok daha hızlı. O nedenle mesleki doyum açısından çocuk ve genç terapisti olmak daha tatmin edici.
Aslı: Benim durumum Açelya’dan biraz farklı. Ben başından beri hep psikolog olmak istedim. Önceleri Gelişim Psikolojisi Yüksek Lisansı yaparım diye düşünüyordum. Programların içeriklerini daha detaylı öğrendiğimde terapist olmak istediğimi ve Klinik Psikoloji alanında ilerlememin daha doğru olacağını anladım. Başından beri yetişkinlerle çalışmayı hiç düşünmedim, çocuk ve gençler her zaman ilgi alanımdı.

Koç’tan aldığınız eğitimin bugünkü çalışmalarınıza etkisi var mı?
Şimdi nasıl bilmiyorum ama bizim zamanımızda son sınıfa kadar klinik odaklı başka bir deyişle pratiğe yönelik pek dersimiz yoktu ama yine de işin teorik alt yapısı oldukça iyi yerleştiği için üzerine yaptığımız klinik uzmanlığı yerli yerine oturdu.

Okul döneminde çocuğu olan mezunlarımıza tavsiyeleriniz var mı? Özellikle 4+4+4 sonrası çocukları ilkokula başlayan anne-babalara tavsiyeleriniz varsa almak isteriz.
Sistem yeni olduğu için hepimiz tanıma aşamasındayız. Fakat şunu söyleyebiliriz ki bu yıl sistemin en ağır yükünü 2007 doğumlu çocuklar çekmek durumunda kaldı. İnanın yaz aylarında seanslarımızın çoğu okul olgunluğu değerlendirmesi üzerine oldu. Kronolojik yaşı gelmiş ama akademik veya duygusal olarak okula hazır olmayan çocukların mümkün olduğunca okula başlamamasını öneririz. Çünkü bu çocukların okulda ciddi sıkıntılar yaşadığına şahit oluyoruz. Bu yıl okuma ve/veya yazmada gecikme, dikkatini odaklayamama, kurallara uymama, okula gitmek istememe vs. gibi şikâyetlerle yapılan başvurularda geçen yıllara oranla önemli bir artış oldu.

Sizinle aynı alanda çalışan diğer Koç mezunları ile iletişiminiz ve işbirliğiniz var mı?
Bizim camia küçük olduğundan aşağı yukarı kim nerde ne yapıyor hem kulaktan kulağa hem de sağ olsun facebook ve twitter yoluyla haberdar olabiliyoruz. Zaten biz DBE’de bile oldukça fazlayız. Kurumsal danışmanlık bölümünde de Koçlu’lar var.

İş ve özel hayatınızla ilgili paylaşmak istediğiniz güzel haberleri bu sayfalardan mezunlarımıza duyuracağız. Güzel haberlerinizi mezun@ku.edu.tr adresine bekliyoruz.