Çalıştığı şirkette öğrencilerimize staj imkanı sağlayan, 2011 Endüstri Mühedisliği mezunumuz Serhan Erdoğanyılmaz ile biraraya geldik. Çalışma hayatı ve öğrencilerimize görterdiği imkanlar hakkında konuştuk.

Merhaba Serhan, bize kendini kısaca tanıtır mısın? Koç Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra neler yaptın? Nelerle uğraşıyorsun?

Öncelikle sayenizde Koç Üniversitesi mezunları, öğrencileri ve hocalarım ile diyalog kurmaya devam edebilmek çok güzel bir duygu. Bu yüzden sizlere sonsuz teşekkür ederim. 2011 Koç Üniversitesi Endüstri Mühendisliği mezunuyum. Endüstri mühendisliği uzun yıllar hayalini kurduğum bölümdü. Hayalini kurduğum bölümü bence Türkiye’nin en iyi üniversitesinde okuduğum için kendimi çok şanslı görüyorum. Bana bu şansı tanıyan anneme ve babama buradan sayenizde teşekkürü bir borç bilirim. Üniversite hayatımla beraber yaşamımda bir çok şey değişti diyebilirim. Koç Üniversitesinde hayatı, takım çalışmasını, saygıyı ve disiplini öğrendim. İş hayatında beni başarıya taşıyan bir çok şeyi üniversitede aldığım derslerden, projelerden, hocalarımdan ve arkadaşlarımdan öğrendim. Biran önce iş hayatına atılmak öncelikli hedefim olduğu için üniversitenin ilk yıllarında bir kaç arkadaşımla beraber bir tekstil şirketi kurduk. Amacım, iş hayatıyla erken yaşta bütünleşmek ve kendi paramı nasıl kazanacağımı öğrenmekti. Bu tecrübenin ardından birinci sınıftan itibaren her yaz tanınmış firmalarda staj yaptım. THY, AVEA ve TURKCELL gibi şirketlerde staj yaparak iş hayatında hangi alanda çalışmam gerektiği konusunda uygulamalı tecrübe edindim. Mezun olduktan sonra askerlik görevimi tamamladım. Sonrasında kısa süre Turkcell Bireysel Satış Bölümünde çalıştım. Benim için dönüm noktası ise Eren Holding’deki çalışma hayatım oldu. Üretim Mühendisi olarak başladığım Eren Holding sürecinde şu an Modern Karton Yatırım ve Proje Yetkilisi olarak devam etmekteyim.

Aile Şirketinde üçüncü kuşak olarak görev alıyorsun. Bunun avantajları ve zorlukları nelerdir?

Bu vesile ile bir şeyi düzeltmek istiyorum. Bence ülkemizdeki bütün firmalar aile şirketi ve bunu bir bütün olarak değerlendirmek lazım. Bu konuda aile şirketinde çalışan bir çok insanın aklına kurumsallık ibaresi gelmekte fakat bence kurumsallık kişiye göre değişen bir kavram. Eğer yurt dışındaki kurumsallık kavramını ülkemizle kıyaslarsak henüz kurumsal bir firmayı bünyemizde barındırmadığımızı anlamış oluruz. Bu konudaki en rahat çözüm bence empati kurmak çünkü aile şirketlerinde çalışan arkadaşlarımızın en çok yakındığı konunun kurumsal olamamak olduğuna eminim. Bu konuda kesinlikle empati yapmamız gerektiğine inanıyorum çünkü yıllar önce aile büyüklerimizin kalifiye eleman bulma konusunda günümüz şartlarına göre daha zor durumda olduklarına inanıyorum. Onlar zamanında kendini mühendis, ekonomist veya işletmeci olarak tanımlayan bir çok kişiye güvendiler ve gerek maddi gerekse manevi bir çok kayıp yaşadılar. Belki de en çok zarar gördükleri konu güvendi. O zamanın şartlarında istedikleri çalışanlarla çalışamadılar ve uzun süre çalışanları ile güvensizlik hissiyatı ile çalıştılar. Günümüzde iyi üniversiteleri iyi derecelerle bitiren kişilerin aile şirketlerinde umduklarını bulamamaların en büyük sebebi de bence empati kuramamaları. Çünkü aile büyüklerinde geçmişten gelen bir güvensizlik var. Bizlere düşen görev ise sabırla kendimizi aile büyüklerine çalışarak kanıtlamak çünkü onları da bir yerde anlamak lazım. Onlar bu şirketleri bu günlere kolay getirmediler. Hayal kırıklığına uğradılar, uykusuz geceler geçirdiler, çok çalıştılar ve yeri geldi maddi imkansızlıklar çektiler. Bu durumda rahmetli dedemin sözünü hatırlarım hep. “Yokluk görmeyen yokluğun ne demek olduğunu bilemez” Evet belki bir çoğumuz yokluk nedir görmedi fakat bu büyüklerimizle empati kurmamıza engel değil. Onlar ilerde bize emanet edecekleri şirketleri bu günlere yokluk görerek getirdiler ve bizlerin de bu şirketlere yokluk görmüş gibi sahip çıkmamızı bekliyorlar. Buna zorluk dersiniz ya da avantaj dersiniz bilemem ama bence tüm bu kriterleri, şirket ailenizin olsun ya da olmasın milli servet olarak değerlendirmeliyiz. Çünkü biz, bize emanet edilen şeyin farkında varır isek kazanan bizim çalışanımız, bizim toplumumuz olacak. Bence ülkemize gerçek kurumsallık bizim jenerasyonumuz ile gelmiş olacak.

Senin gibi Koç Üniversitesi sıralarından geçen Endüstri Mühendislerine yaz stajı imkanı sağladığını biliyoruz. Bu nasıl gerçekleşti, biraz detaylarını paylaşır mısın?

Daha önce söylediğim gibi uzun süren bir staj sürecim oldu ve bu sayede staj yapmanın önemini kavramış oldum. Staj yaparken bana sağlanmayan imkanları gördüğümde kendime bir söz vermiştim. “İlerde staj imkanı sağlayacağım tüm öğrencilere yoksun kaldığım bütün imkanları sağlayacağım.” Çünkü bir öğrenci kısa süre sonra iş hayatına atılacağının farkına varamıyor. Kötü bir staj dönemi geçiren öğrenci (sadece fotokopi çeken yada evrak düzenleyen stajer öğrenci) ilk tercihini henüz hangi alanda çalışacağını bilmeden çareyi mastır yapmakta buluyor. Bu da kimi zaman malesef kişinin yanlış sekötüre ya da yanlış iş alanına girmesine sebep oluyor. Benim amacım Koç Üniversitesi öğrencilerine sadece staj imkanı sağlamak değil aynı zamanda bitirme projesi imkanı sağlamak. Staj zorunluluğu genelde 20 iş günü ile kısıtlıyken bitirme projeleri bir dönem boyu sürmekte ve bence kimi zaman stajdan daha fazla önem teşkil etmekte. Biz Modern Karton A.Ş. olarak öğrencilerin aldığı eğtimi sadece teoride tutmayarak bitirme projeleri ile birlikte pratik iş hayatı ile desteklemekteyiz. Bu konuda Yönetim Kurulu Başkanımız Sn Hamdullah Eren’in desteği de çok önemliydi. İş hayatı matematikten ibaret değil bu konuda bir çok dış unsur da etkin olmakta. Yaşadığımız coğrafyada “kısmet”, “nazar”,” inşallah” gibi kelimelerine sahipken iş hayatını asla teoriden ibaret sayamayız. Öğrencilerimizin gerek stajlarla, gerekse bitirme projeleri ile gerçek hayatının süzgecinden geçmeleri lazım. O yüzden dediğim gibi ben staj sürecinde yöneticilerimden bekleyip de göremediğim ne varsa kendi stajerlerime vermeye çalıştım. Onları mezun olur olmaz iş hayatında hangi problemlerle karşılacağının bilgisini kendilerine staj esnasında uygulamalı olarak vermeye çalıştım. Onlara öncelikle iyi bir iş kadını yada iş adamı olmak yerine iyi bir insan olmayı aşılamaya çalıştım. Aynı üniversitemin bana yazılı olmasa da içten bir şekilde aşılamaya çalıştığı gibi.

Bu deneyimin sizin şirketinize ve öğrencilere ne gibi faydaları oldu?

En başında ben kendi üniversitemin öğrencileri için şirketime kefil oldum. Onlara, beni hiç bir zaman mahcup etmedikleri için çok teşekkür ederim. Ben şirketime Koç Üniversitesi öğrencilerinin neler yapabileceklerini göstermiş oldum. Onların sadece ne kadar iyi eğitim aldıklarını değil aynı zamanda ne kadar güzel insanlar olduklarını göstermiş oldum. Şirketimizde stajerlerimize imkanlar tanınırken onları stajer olarak değil birer mühendis olarak adlandırdım. Şirket içi diyaloglarında ve diğer firmalarla olan diyaloglarında stajer başlığı altında değil, Modern Karton bünyesinde çalışan mühendisler olarak çalıştılar. Ben bu durumun onları ne kadar gururlandırdığının farkında olarak onlara hangi kapasitede olduklarını göstermek adına bu sıfatları kendilerine verdim. Bitirme projesinde ve stajer olarak bünyemizde çalışan Koç öğrencilerine en büyük desteği aslında ben değil, genç jenerasyona daima önem veren, onlarla her zaman diyalog kuran Sn. Yönetim Kurulu Başkanımız Hamdullah Eren, engin tecrübeleri ile onlara her fırsatta yol gösteren şirketimizin Teknik Koornidatörü Sn. Ali İhsan Aras ve sahip olduğu tecrübeyi onlardan asla esirgemeyen her fırsatta onlara stajer yada bitirme projesi öğrencisi olarak değil de arkadaşlarımıza iş hayatında birer çalışan gibi davranan Modern Karton Yatırımlar Müdürü Sn. Osman Tamer verdiler. Kendilerine, bana ve üniversite öğrencilerime duydukları güven için sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Umarım şirketimi ve üniversitemi temsil etmeye yıllar boyunca bu şekilde devam ederim.

Son olarak, öğrencilere veya yeni mezunlara destek olmak isteyen diğer mezunlarımıza ne gibi önerilerin olur?

Mezun olan tüm işveren arakadaşlarımıza sadece tek bir şey söyleyebilirim: Lütfen mezunlarımıza güvenin. Onlar sadece iyi birer eğitim almıyor aynı zamanda iyi birer birey olarak yetişiyor. Benim kardeşim de şu an okulumuzun Ekonomi Bölümünde eğitim hayatına devam etmekte ve benim Koç Üniversitesi’nde öğrenim gören binlerce kardeşim olduğuna inanıyorum. Siz de beni bir mezun olarak değil Koç ailesinin bir üyesi olarak görün lütfen. Mezunlar derneğimizde en az bizler gibi başarılı bireyler görmek istiyorsak biz de diğer mezun olan ya da mezun olacak olan arkadaşlarımıza destek olmalıyız. Koç Üniversitesi’nden mezun olmak ayrıcalıktır ve bu ayrıcalığı her yerde göstermemiz gerekiyor. Bunun da başlangıcı birbirimize her ortamda destek olmaktan geçiyor. Buradan Koç Üniversitesi’nden mezun olan, mezun olacak herkese sevgi ve selamlarımı sunuyorum. İyi ki Koçluyum, iyi ki varsın Koç Üniversitesi…

Mezunlarımız ve öğrencilerimiz için iletişim bilgilerinizi paylaşabilir misin?

Okul ve iş hayatı ile ilgili soru ve görüşleri olan herkes için iletişim bilgilerim: Cep: 0532 332 0314 Email: serdoganyilmaz@gmail.com serhan.erdoganyilmaz@modernkarton.com.tr

İş ve özel hayatınızla ilgili paylaşmak istediğiniz güzel haberleri bu sayfalardan mezunlarımıza duyuracağız. Güzel haberlerinizi mezun@ku.edu.tr adresine bekliyoruz.