Koç Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü 2010 yılı mezunu Ayça Küçük ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Ayça Küçük’10 ile Fintech sektörü ve genç mezunların bu sektördeki kariyerleri hakkında konuştuk. Sohbetimiz ile ilgili detayları röportajımızda bulabilirsiniz.

Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?

1987 yılı Şubat ayında Adana’da doğdum. Babamın işi sebebiyle ilköğretim ve lise eğitimimi İskenderun’da, Demir Çelik Fabrikası lojmanları içindeki okullarda tamamladım.  Neşeli ve kalabalık bir ailede büyüdüm, özellikle de babam işini ve insanları çok seven birisidir. Meslek seçimi ve hayatımdaki birçok konuda da paylaşımcı, faydalı ve sevgi dolu olmam büyük çoğunlukla ondan geçmiş bana diye düşünüyorum. Yoğun bir hazırlık sonunda, üniversite giriş sınavlarında Koç Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Fakültesini kazandım ve İstanbul’a geldim.

Koç Üniversitesi’nde eğitim aldığınız dönemden biraz bahseder misiniz? Nasıl bir öğrencilik geçirdiniz?

2005 – 2010 yılları arasında Koç Üniversitesi ana kampüste eğitim aldım. Ailem İstanbul dışında yaşadığı için beş yıl boyunca kampüs içinde yer alan öğrenci yurtlarında kaldım. Hala ‘hayatımın en güzel yılları’ olarak anlattığım ve unutamayacağım anılarla dolu bir dönem geçirdim Koç Üniversitesi’nde.

Bilgisayar mühendisliği bölüm derslerinin ilki olan Deniz (Yüret) hocamın verdiği ‘Scheme’ dersinde gözlerimin ve kulaklarımın aynı anda yandığı birkaç an hatırlıyorum mesela. Anlamadığım, yavaş kaldığımı hissettiğimde Serdar (Taşıran) hocamın, Yücel (Yemez) hocamın sık sık kapılarını çalıp tertemiz kapattığım projelerimi hatırlıyorum. Metin (Sezgin) hocamdan ‘Sketch Recognition’ üzerine bitirme projesi aldığımda ‘bitiremeyeceğim bir proje’ diye hissettiğim anı hatırlıyorum. Tüm bu anlaşılmaz, yapılmaz, aşılmaz, bitmez dediğim işlerin hocalarımın, grup arkadaşlarımın yardımıyla bittiği o keyifli anları da hatırlıyorum.

Yurtta yaşadığımdan belki de; kampüsün gecesi, gündüzü, partileri, kulüpleri, her şeyin içindeydim. Biraz girişken kişiliğim, büyük oranda da mentorumun yönlendirmeleri sayesinde ‘daha ne yapabilirdim’ sorusuna çok az cevabım kalıyor şu an bakınca.

Öğrencilik hayatım boyunca, okula adım atan herkesle deneyimlerimi paylaşmak, yardımlaşmak adına, mentorluk, residance asistanlığı, Koç’da 24 saat programlarında aktif görev aldığım bir öğrenciliğim oldu.

Mezun olduktan hemen sonra neler yaptınız?

Daha mezun olmadan Koç Üniversitesinde düzenlenen kariyer günlerinde başvurularımı yapmaya başlamıştım. Ailemden hiç kimse yok İstanbul’da ama burada yaşamak istediğime, en azından yaşamayı denemek istediğime karar vermiştim. Garanti BBVA Teknoloji Şirketinde, Ödeme Sistemleri’nde iş analisti olarak çalışmaya başladım. BBVA İspanya, GB Romanya, GB BBVA için yapılan yurt içi, yurt dışı bir çok projede görev aldım. Çalışma hayatımın 6. Yılında Boğaziçi Üniversitesinde Executive MBA programına katıldım.

Garanti’deki sekiz yıldan sonra, aldığım bir teklif üzerine Türkiye’deki diğer tüm bankalar için dijital ödeme ve doğrulama çözümleri sunan Bankalararası Kart Merkezi’nde Software/Solution Architect olarak çalışmaya başladım. Garanti’de edindiğim ödeme sistemleri ve ürün yönetimi deneyimine, çok sayıda farklı banka alt yapısı için çalıştırılabilir merkezi ama özelleştirilebilir ürünler tasarlama deneyimi kattım ve yurt içinde geliştirilmiş en kapsamlı yönlendirme uygulamalarını geliştirme fırsatı yakaladım.

Okul hayatımda olduğu gibi, iş hayatımda da harika ekiplerin parçası oldum ve öğrenmemin hiç durmadığı, sürekli yeni işlerin içinde olduğum işler yaptım.

Garanti Bankasında çalıştığım dönemde tanıştığım, sonrasında da arkadaşlığımızın devam ettiği Emre’den (Güzer) gelen teklif ile fintech ekosisteminde neler yapabilirim diye bakmak istedim ve Lidio şirketinde üründen sorumlu genel müdür yardımcısı olarak çalışmaya başladım. Yaklaşık dört aydır da dolu dizgin geçen bir maceranın içindeyim.

Mobileexpress-Lidio şirketinde Genel Müdür Yardımcısı olarak çalışıyorsunuz. Mobilexpress- Lidio nedir? Ne gibi hizmetler veriyor?

Mobilexpress, yaklaşık on yıllıık bir geçmişi olan bir finansal teknoloji şirketidir. 2020 yılında Lidio çatı şirketine hizmet verecek şekilde varlığını devam ettiren, Türkiye’nin en büyük ödeme platformu sağlayıcısıdır. Lidio Ödeme platformu altında çok sayıda çözüm sunuyoruz. Kredi kart ile tahsilat, kart saklama, tek tıkla ödeme, akıllı işlem yönlendirme, b2b tahsilat alt yapıları sağlama, fraud ( sahtecilik) tesbit servisleri, marketplace ödeme tahsilat, e-para, cüzdan çözümleri, alternatif ödeme yöntemleri (Garantipay, BKM Express, ) gibi listemizi özetleyebilirim.

Sağladığımız çözümlerin çeşitliliği sayesinde, Türkiye’nin en öncü firmalarına ve ödemelerini dijitalleştirmek isteyen tüm işyerlerine ulaşabiliyoruz. Ödeme iş alanında iş ortağı olduğumuz firmalar; Trendyol, Getir, Penti, Mavi, Yıldız Holding, LCW, Mapfre sigorta, Penti…

“Firma Ödeme Paneli” olarak isimlendirdiğimiz ürün ile B2B tahsilatlarda hiçbir ödeme alt yapısı olmayan firmalara, çok kısa sürede entegre olabilecekleri bir alt yapı sunuyoruz. Distribütörler, bayiler ve alt bayiler gibi çoklu hiyerarşik yapıda tahsilat yapma ihtiyacı olan firmalar için kesintisiz bir ödeme süreci ve raporlama alt yapısı sağlıyoruz. Bunun yanında PCI kapsamında sorumluluk almak istemeyen işyerlerimize sunduğumuz “hosted ödeme sayfası” çözümümüz yer alıyor.

Fintechlerin geleceği için beklentileriniz nelerdir? Yeni mezunlar için fintechleri iyi bir başlangıç noktası olarak önerir misiniz?   

Dört ay öncesine kadar ‘fintechler ile neler yapılabilir’ sorusunu sorduğum bir pozisyondaydım, bugün ‘fintechler olmadan neler yapılamıyor’ bakış açısında olduğum bir pozisyonundayım. Hangi şapkamla bakarsam bakayım fintechlerin ödeme sistemleri alanında durdurulamaz olacağını görüyorum. Neredeyse on yıllık geçmişi olan fintechler, en başlarda finansal kurumlardan ciddi anlamda direnç gördüler. Bugün bankacılık sisteminin güçlü desteği ve eski nesil yönetim kaslarından kurtulma çabasıyla da  günden güne büyüyor. Fintechler ve finansal kurumların iş birliği içinde olacağı, ortak amaçla hareket edeceği bir trend olacak gibi görünüyor önümüdeki birkaç yıl içinde.

Yeni dönemde yapılan ve başarı hikayesi yazan her şirket odağına hız, güven ve kolaylık terimlerini koyuyor. Bunların yanında kalitesini arttıracak çözümlere de bakıyor. İşte tam burada fintechler iş yapış modellerindeki dinamiklik, müşteriye sunduğu sıcak, ulaşılabilir olma algısıyla finansal kurumlarla olan rekabette öne çıkıyor.

Bu kapsamda yayınlanan araştırmalara baktığımda da sayısal verilerde fintechlerdeki vites artışını çok açık gösteriyor. Türkiye, 2020 yılında aldığı yatırımla Avrupa’da, fintech ekosistem büyüklüğü kapsamında ilk yirmi ülke arasında yer alıyor. 2020 yılında 30’dan fazla fintech kurulduğunu söylüyor yine rakamlar ve bunların yüzde 80’inden fazlası varlığını sürdürüyor.

Fintechlerin iş yapış modelleri için dinamik, sağladığı hizmetler için hızlı, güvenli ve kolay ifadelerini kullanıyorum ben genelde. Bunların hepsi de bana genç arkadaşlarımı, yeni mezunları hatırlatıyor.  Şirketimizin, Lidio’un büyüme stratejisini belirlerken yeni mezunlara bir alan oluşturmayı ve kariyerlerinin yönetiminde bir yol, basamak olmayı hedefledim. Okulda aldığımız multidisipliner eğitime de güvenerek, özellikle Koç Üniversitesinden mezun arkadaşlarımı Lidio maceramıza dahil etmek için girişimlerime başladım.

Sizin mezunlarımızla paylaşmak istediğiniz veya genel anlamda eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?

Mezunlar derneği aracılığıyla, Linkedin üzerinden, ya da sosyal hayatlarımız da görüşmeye devam ettiğim birçok mezun arkadaşımdan, Lidio’yoya başladığım günden bu yana hiç beklemediğim şekilde destek görüyorum. Güzel arkadaşlıklar, güven dolu ilişkiler biriktirmişiz okul döneminde ve mezun olduğum bu on yıl içinde.

Henüz iş ortaklıkları alanında nasıl bir büyüme hedefindeyiz diye CMO’muz Ece ile el sıkışmamışken;  çalıştıkları şirketlerin ödeme alt yapısını Lidio’ya taşımak isteyen, aile şirketleri için fikirlerini paylaşıp, çözümleri konuştuğumuz, bu kapsamda ürünümüzün yetenek setlerini genişletmeye başladığımız ve iş birliklerimizi başlattığımız  arkadaşlarım oldu.

Lidio süreçlerinde manuel olarak yürütülen süreçleri dijitalleştirme arayışımda, mezun arkadaşlarımın şirketleriyle başlattığımız entegrasyonlarımız var. Yatırımcı olarak ilgilenen, yönetim kurulumuz ile tanıştırdığımız, fikir paylaştığım çok sayıda geri dönüş oldu mezun arkadaşlarımdan.

Birbirini destekleyen ve birbirine güvenen, her yıl verdiği yeni mezunlarıyla güçlenen bir mezunlar ordusu görüyorum. Bunun devamının gelmesi için Lidio’nun güçleri ve benim yapabileceklerim anlamında burada olduğumu söylemek isterim.