Sosyoloji-Psikoloji'05 mezunu Aslıhan Özcan
Lesley Üniversitesi'nde yaptığı Klinik Psikoloji
ve Sanat Terapisi yüksek lisansının ardından
Türkiye'ye geri döndü. Aslıhan kendi buluğu 30
kadar bağışçı ile oluşturduğu projesi ile
Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çapa Tıp
Fakültesi Hastanesi ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Hastanesi'nin Pediyatrik Hematoloji ve Onkoloji
servislerinde kanserle savaşan çocuklara sanat
terapisi yolu ile psikolojik destek sağlıyor.
Aslıhan'la mezunlarımızla paylaşmak üzere bir
röportaj yaptık.
Merhaba Aslıhan, bize kendini tanıtır
mısın? Koç Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra
neler yaptın?
İtalyan Lisesi'nin ardından girdiğim Koç
Üniversitesi'nde 2005 yılında Koç Sosyoloji ve
Psikoloji bölümlerinde çift anadal yaparak mezun
oldum. Mezuniyetten sonra bir sene eğitimime ara
verdim ve bu arada son senemde başladığım klinik
psikoloji stajıma devam ettim. Bu dönemde y
aratıcı yanımı da uyandırmak için sanat dersleri
almaya karar verdim, 6 ay boyunca bir resim
atölyesinde çalıştım. Bu süre içerisinde, iki
tutkum olan sanat ve psikolojinin bir arada var
olabilmesi üzerine çalıştım. Bu sırada yolum Sanat
Terapisi ile kesişti. Hocam Zeynep Aycan'ın da
yüreklendirmesi ile seminerlere katılmaya ve sanat
terapisi hakkında okumaya başladım. Araştırdıkça
daha çok hoşuma giden bu konuyu daha iyi
öğrenebilmek için Amerika'ya gidip yüksek lisans
yapmaya karar verdim. 2008'de, Amerika'da Lesley
Üniversitesi'nde klinik psikoloji ve sanat
terapisi üzerine yüksek lisansımı tamamladım.
Gerekli sınavlara girdim, hasta görme saatlerimi
doldurdum ve lisanslı psikolog oldum. Orada
kaldığım 3 sene boyunca çeşitli hastanelerde
yetişkinler ve çocuklarla çalıştım. Bu süre
boyunca, sağlık psikolojisi, fiziksel travma ve
akıl hastalıkları konusunda tecrübe kazandım. Şu
sıralarda da, Türkiye'de kendi projelendirdiğim
bir çalışma kapsamında, Okmeydanı Eğitim ve
Araştırma Hastanesi'nde, Çapa Tıp Fakültesi
Hastanesi ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Hastanesi'nin Pediyatrik Hematoloji ve Onkoloji
servislerinde kanserle savaşan çocuklara sanat
terapisi yolu ile psikolojik destek
sağlıyorum.
|
|
Sanat Terapisi nedir, bize biraz
anlatır mısın?
Sanat terapisi; geleneksel psikoterapi
yöntemlerini ve tekniklerini yaratıcı süreç ile
birleştiren bir psikoloji alt dalıdır. Bu yöntemin
amacı duyguları dışavurmak için kelimelere
alternatif yöntemler sunmaktır. Kişiye farkındalık
kazandırmak ve yaşam kalitesini arttırmak için
görsel imgeler kullanılır. Sanat bilgisi veya
becerisi gerektirmez. Ortaya çıkan eserlerin
güzelliği önemsenmez, sanat sadece kendini
anlatmak için ve içsel çelişkilerden kurtulmak
için bir araç olarak kullanılır. Her yaştan çocuk,
genç ve yetişkin, kelimelerle ifade edilmesi güç
olan duygularla çalışırken bu yönteme
başvurabilir.
Boston'da master yapmak nasıldı, ne
gibi deneyimlerin oldu?
Boston, master yapmak için en iyi şehirlerden
biri bence. Şehir çok güzel ve tarihi olmasının
dışında çok kozmopolit bir nüfusu var. Köklü
kültür bu farklı insanlarla çok daha renkli
oluyor, adapte olmayı kolay hale getiriyor.
Dünyanın her tarafından insanlarla bilgi paylaşmak
çok daha doyurucu oluyor. Amerika'nın en iyi
okullarından birkaç tanesi de Boston'da. Bu
nedenle en iyi eğitim seminerleri, kongreler ve
konuşmacılar her zaman Boston'a geliyor.
Mühendislikten tıbba, hukuktan psikolojiye kadar
en önemli isimler mutlaka geliyor bu şehre.
Kısacası Boston'da hem tarihi, kültürü ve modayı,
hem de işinizle ilgili en yeni bilgileri, en son
akımları aynı anda takip edebiliyorsunuz.
Şu an yapmakta olduğun işleri anlatır
mısın? Bu süreç nasıl gelişti?
Amerika'dan ilk döndüğümde birkaç hastaneye
başvurdum ama istediğim şartlarda bir iş
bulamadım. Hastanelerde görüştüğüm kişiler
yaptıklarımı beğenseler de bütçe yetersizliğinden
dolayı bir pozisyon oluşturamadılar ama gönüllü
olarak çalışabileceğimi söylediler. Ben de bir
proje kapsamında ihtiyacı olan çocuklara bu
hizmeti sunmaya karar verdim. Kanserle mücadele
eden çocuklar ve ailelerine sanat terapisi yolu
ile psikolojik destek sağlamayı hedefleyen bir
proje hazırladım ve kaynak bulmak için çeşitli
bağışçılara sundum. Sonunda 30 yardımsever bağışçı
kabul etti. Arkasından Okmeydanı Eğitim ve
Araştırma Hastanesi, Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi
ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nin
Pediyatrik Hematoloji ve Onkoloji servislerine
başvurdum ve projede yer almayı kabul ettiler. Bu
şekilde çalışma start aldı. Altı aydır 3 devlet
hastanesinde 50'den fazla çocuk bu proje
kapsamında hastalık travması ile başedebilmek için
psikolojik destek aldı. Proje Ağustos ayında sona
erecek ve Eylül'de eserlerden oluşan bir sergi
olacak.
Geleceğe dair planların nelerdir?
Bu projenin sonundaki sergide, kanserle
mücadele eden çocukların hayatları ve ihtiyaçları
ile ilgili farkındalık arttırmayı ve daha çok
bağış toplayarak yeni projelere kaynak sağlamayı
amaçlıyorum. Hastalığın ve tedavisinin doğasından
dolayı, yurtdışında her kanser ünitesinde mutlaka
psikologlar da bulunur. Aynı sistemi ülkemizde de
görmeyi ve psikologları da tedavi ekibinin bir
parçası haline getirmeyi amaçlıyorum. Amerika'da
çocuklarla sanat terapisinin faydaları üzerine
araştırma yapmıştım. Bu çalışmaların benzerlerini
burada yapmak istiyorum. Sanat terapisi ülkemizde
çok yeni bir alan. Konuyla ilgili bilimsel
araştırma yok. Özellikle tıbbi modelde
araştırmalarla işlevselliği kanıtlamak çok önemli.
Bu nedenle gelecek planlarımda akademik
araştırmalara da ağırlık vermek var. Ve tabii ki
sanat terapisi hakkında toplumu bilgiendirmek ve
eğitim vermek.
Koç Üniversitesi günlerini nasıl
anıyorsun? Aldığın eğitimin seni mezuniyet
sonrasına hazırladığını düşünüyor musun?
Koç Üniversitesinde geçirdiğim her gün çok
iyiydi. Okul arkadaşlarımla konuşurken hep
yüzümüzde kocaman bir gülümseme ile anıyoruz o
günleri. Geri dönmek ister miydin deseler hemen
dönerim derdim heralde. Hem mesleki anlamda, hem
de kişilik yönüyle çok geliştiğim, büyüdüğüm
zamanlardı. Çok eğlendim ve çok öğrendim. Daha
sonrasında Amerika'da yüksek lisans yaparken,
aldığım eğitimin kalitesini daha da iyi anladım.
Oradaki sisteme alışmakta hiç zorlanmadım. Koç'ta
hazırladığım ödevler sayesinde, yazdığım makaleler
ve yaptığım araştırmalar da hep kolaylık yaşadım.
Kısacası Koç'ta aldığım eğitim bana çok iyi bir
taban hazırladı ve üzerine yeni bilgiler koymak
hiç zor olmadı. Bunu her okul veremiyor bence.
Ayrıca okulda kurduğum dostlukların çoğu bugün
hala devam etmekte. Uzak mesafelerin veya geçen
yılların hiç etkilemediği ilişkiler kurdum Koç
sıralarında. Eğitim kadar, sosyal hayat ve kurulan
ilişkiler de önemli gelecek için. Bu nedenle de
hep gururla bahsediyorum okulumdan.
Bültenlerimizde mezunlarımızdan
gelecek haberlere daha çok yer vermek, iş ve özel
hayatınızla ilgili paylaşmak istediğiniz güzel
haberleri bu sayfalardan mezunlarımıza duyurmak
istiyoruz. Önerilerinizi, fikirlerinizi,
resimlerinizi ve haberlerinizi mailto:mezun@ku.edu.tradresine
bekliyoruz.
|