Haziran 2011 E.bulten
Aylık Elektronik Haber Servisi
HAZİRAN 2011
 
 
Aslıhan Özcan'05 kanserle savaşan çocuklara sanat terapisi yolu ile psikolojik destek sağlıyor.

Sosyoloji-Psikoloji'05 mezunu Aslıhan Özcan Lesley Üniversitesi'nde yaptığı Klinik Psikoloji ve Sanat Terapisi yüksek lisansının ardından Türkiye'ye geri döndü. Aslıhan kendi buluğu 30 kadar bağışçı ile oluşturduğu projesi ile Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nin Pediyatrik Hematoloji ve Onkoloji servislerinde kanserle savaşan çocuklara sanat terapisi yolu ile psikolojik destek sağlıyor.

Aslıhan'la mezunlarımızla paylaşmak üzere bir röportaj yaptık.

Merhaba Aslıhan, bize kendini tanıtır mısın? Koç Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra neler yaptın?

İtalyan Lisesi'nin ardından girdiğim Koç Üniversitesi'nde 2005 yılında Koç Sosyoloji ve Psikoloji bölümlerinde çift anadal yaparak mezun oldum. Mezuniyetten sonra bir sene eğitimime ara verdim ve bu arada son senemde başladığım klinik psikoloji stajıma devam ettim. Bu dönemde y aratıcı yanımı da uyandırmak için sanat dersleri almaya karar verdim, 6 ay boyunca bir resim atölyesinde çalıştım. Bu süre içerisinde, iki tutkum olan sanat ve psikolojinin bir arada var olabilmesi üzerine çalıştım. Bu sırada yolum Sanat Terapisi ile kesişti. Hocam Zeynep Aycan'ın da yüreklendirmesi ile seminerlere katılmaya ve sanat terapisi hakkında okumaya başladım. Araştırdıkça daha çok hoşuma giden bu konuyu daha iyi öğrenebilmek için Amerika'ya gidip yüksek lisans yapmaya karar verdim. 2008'de, Amerika'da Lesley Üniversitesi'nde klinik psikoloji ve sanat terapisi üzerine yüksek lisansımı tamamladım. Gerekli sınavlara girdim, hasta görme saatlerimi doldurdum ve lisanslı psikolog oldum. Orada kaldığım 3 sene boyunca çeşitli hastanelerde yetişkinler ve çocuklarla çalıştım. Bu süre boyunca, sağlık psikolojisi, fiziksel travma ve akıl hastalıkları konusunda tecrübe kazandım. Şu sıralarda da, Türkiye'de kendi projelendirdiğim bir çalışma kapsamında, Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde, Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nin Pediyatrik Hematoloji ve Onkoloji servislerinde kanserle savaşan çocuklara sanat terapisi yolu ile psikolojik destek sağlıyorum.

Sanat Terapisi nedir, bize biraz anlatır mısın?

Sanat terapisi; geleneksel psikoterapi yöntemlerini ve tekniklerini yaratıcı süreç ile birleştiren bir psikoloji alt dalıdır. Bu yöntemin amacı duyguları dışavurmak için kelimelere alternatif yöntemler sunmaktır. Kişiye farkındalık kazandırmak ve yaşam kalitesini arttırmak için görsel imgeler kullanılır. Sanat bilgisi veya becerisi gerektirmez. Ortaya çıkan eserlerin güzelliği önemsenmez, sanat sadece kendini anlatmak için ve içsel çelişkilerden kurtulmak için bir araç olarak kullanılır. Her yaştan çocuk, genç ve yetişkin, kelimelerle ifade edilmesi güç olan duygularla çalışırken bu yönteme başvurabilir.

Boston'da master yapmak nasıldı, ne gibi deneyimlerin oldu?

Boston, master yapmak için en iyi şehirlerden biri bence. Şehir çok güzel ve tarihi olmasının dışında çok kozmopolit bir nüfusu var. Köklü kültür bu farklı insanlarla çok daha renkli oluyor, adapte olmayı kolay hale getiriyor. Dünyanın her tarafından insanlarla bilgi paylaşmak çok daha doyurucu oluyor. Amerika'nın en iyi okullarından birkaç tanesi de Boston'da. Bu nedenle en iyi eğitim seminerleri, kongreler ve konuşmacılar her zaman Boston'a geliyor. Mühendislikten tıbba, hukuktan psikolojiye kadar en önemli isimler mutlaka geliyor bu şehre. Kısacası Boston'da hem tarihi, kültürü ve modayı, hem de işinizle ilgili en yeni bilgileri, en son akımları aynı anda takip edebiliyorsunuz.

Şu an yapmakta olduğun işleri anlatır mısın? Bu süreç nasıl gelişti?

Amerika'dan ilk döndüğümde birkaç hastaneye başvurdum ama istediğim şartlarda bir iş bulamadım. Hastanelerde görüştüğüm kişiler yaptıklarımı beğenseler de bütçe yetersizliğinden dolayı bir pozisyon oluşturamadılar ama gönüllü olarak çalışabileceğimi söylediler. Ben de bir proje kapsamında ihtiyacı olan çocuklara bu hizmeti sunmaya karar verdim. Kanserle mücadele eden çocuklar ve ailelerine sanat terapisi yolu ile psikolojik destek sağlamayı hedefleyen bir proje hazırladım ve kaynak bulmak için çeşitli bağışçılara sundum. Sonunda 30 yardımsever bağışçı kabul etti. Arkasından Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nin Pediyatrik Hematoloji ve Onkoloji servislerine başvurdum ve projede yer almayı kabul ettiler. Bu şekilde çalışma start aldı. Altı aydır 3 devlet hastanesinde 50'den fazla çocuk bu proje kapsamında hastalık travması ile başedebilmek için psikolojik destek aldı. Proje Ağustos ayında sona erecek ve Eylül'de eserlerden oluşan bir sergi olacak.

Geleceğe dair planların nelerdir?

Bu projenin sonundaki sergide, kanserle mücadele eden çocukların hayatları ve ihtiyaçları ile ilgili farkındalık arttırmayı ve daha çok bağış toplayarak yeni projelere kaynak sağlamayı amaçlıyorum. Hastalığın ve tedavisinin doğasından dolayı, yurtdışında her kanser ünitesinde mutlaka psikologlar da bulunur. Aynı sistemi ülkemizde de görmeyi ve psikologları da tedavi ekibinin bir parçası haline getirmeyi amaçlıyorum. Amerika'da çocuklarla sanat terapisinin faydaları üzerine araştırma yapmıştım. Bu çalışmaların benzerlerini burada yapmak istiyorum. Sanat terapisi ülkemizde çok yeni bir alan. Konuyla ilgili bilimsel araştırma yok. Özellikle tıbbi modelde araştırmalarla işlevselliği kanıtlamak çok önemli. Bu nedenle gelecek planlarımda akademik araştırmalara da ağırlık vermek var. Ve tabii ki sanat terapisi hakkında toplumu bilgiendirmek ve eğitim vermek.

Koç Üniversitesi günlerini nasıl anıyorsun? Aldığın eğitimin seni mezuniyet sonrasına hazırladığını düşünüyor musun?

Koç Üniversitesinde geçirdiğim her gün çok iyiydi. Okul arkadaşlarımla konuşurken hep yüzümüzde kocaman bir gülümseme ile anıyoruz o günleri. Geri dönmek ister miydin deseler hemen dönerim derdim heralde. Hem mesleki anlamda, hem de kişilik yönüyle çok geliştiğim, büyüdüğüm zamanlardı. Çok eğlendim ve çok öğrendim. Daha sonrasında Amerika'da yüksek lisans yaparken, aldığım eğitimin kalitesini daha da iyi anladım. Oradaki sisteme alışmakta hiç zorlanmadım. Koç'ta hazırladığım ödevler sayesinde, yazdığım makaleler ve yaptığım araştırmalar da hep kolaylık yaşadım. Kısacası Koç'ta aldığım eğitim bana çok iyi bir taban hazırladı ve üzerine yeni bilgiler koymak hiç zor olmadı. Bunu her okul veremiyor bence. Ayrıca okulda kurduğum dostlukların çoğu bugün hala devam etmekte. Uzak mesafelerin veya geçen yılların hiç etkilemediği ilişkiler kurdum Koç sıralarında. Eğitim kadar, sosyal hayat ve kurulan ilişkiler de önemli gelecek için. Bu nedenle de hep gururla bahsediyorum okulumdan.

Bültenlerimizde mezunlarımızdan gelecek haberlere daha çok yer vermek, iş ve özel hayatınızla ilgili paylaşmak istediğiniz güzel haberleri bu sayfalardan mezunlarımıza duyurmak istiyoruz. Önerilerinizi, fikirlerinizi, resimlerinizi ve haberlerinizi mailto:mezun@ku.edu.tradresine bekliyoruz.

 
   
Bilgi Güncelle messagemarketer