Mayıs 2012 E.bulten
Aylık Elektronik Haber Servisi
Mayıs 2012
 
 
Nur Erdem ÖZEREN'den "İş ve Para Garantili Meslek Bölüm Üniversite Seçimi"
Nur Erdem ÖZEREN’den “İş ve Para Garantili Meslek Bölüm Üniversite Seçimi”
Kariyer ve İletişim Uzmanı, 2004 İşletme bölümü mezunumuz Nur Erdem ÖZEREN’in "İş ve Para Garantili Meslek Bölüm Üniversite Seçimi” isimli kitabı çıktı.

Merhaba Erdem, mezunlarımıza kendini tanıtır mısın?
20 Mayıs 1981 Tekirdağ doğumluyum. Tekirdağ Anadolu Lisesi’nden mezun olduktan sonra Koç Üniversitesi İşletme bölümüne girdim. 1999 – 2004 yılları arasında okuyanlar muhtemelen organizasyonlardan beni hatırlayacaklardır. 2005’ten beri de Mezunlar Derneği’nde yönetim kurulunda yer alarak, aktif olarak projelere ve organizasyonlara imza atmaya çalışıyorum.

Koç Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra neler yaptın?
Önce Eczacıbaşı Girişim Pazarlama’da 4 yıl “Müşteri Temsilcisi” olarak Ulusal Zincir Mağazalara satış yaptım, ardından bir yıl da Eczacıbaşı Schwarzkopf’ta Pazarlama Departmanında “Özel Müşteriler ve Projeler Yöneticisi” olarak 20 özel müşteriye yönetim danışmanlığı yaptım. Bu arada İstanbul Üniversitesi’nde önce Pazarlama Yüksek Lisans’ımı tamamladım, sonra da İletişim Doktora Programına başladım. Arada bir de Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim’den Kamu Yönetimi bitirdim.

Kurumsal bir şirketten ayrılarak kendi işini kurma kararını nasıl verdin?
Aslında bu karar, iş hayatına girmeden önce de aklımda olan, ancak doğru zamanı beklediğim bir karardı benim için. İçimde “Girişimcilik virüsü” hep vardı yani. Yeterince iş deneyimi sahibi olduğuma ve bu “risk”i alabileceğime inandığım zaman 28. doğum günümde şirketimi kurdum.

Kariyer Danışmanlığına nasıl yöneldin?
Aslında kendi işimi “iş” olarak yapmaya başlamadan önce bir “hobi” olarak 8 yıl kadar danışmanlık ve eğitimler vererek deneyim elde ettim.
Liseden mezun olduğum 1999 yılı, sistemin ÖSS+ÖYS’den sadece ÖSS’ye geçişinin yapıldığı seneydi. O yıl bu konularla yakından ilgilenmemin sonrasında, birçok arkadaşımın gittiği üniversitelerden ve okuduğu bölümlerden memnun olmadığını gördüm. Aynı dönemde mezun olduğum Tekirdağ Anadolu Lisesi’nin Mezunlar Derneği Başkanı oldum ve bu süre içerisinde eğitimler vermeye başladım.
Şirketimi kurduğum 2009 yılına geldiğimizde bir de baktım ki 8 yıldır lisemin Tercih Komisyonu’nda öğretmenlerime başkanlık yaparak 1.000’den fazla gence ve ailesine tercih danışmanlığı yapmışım, 250’ye yakın eğitim vermişim, 20.000’den fazla gencin hayatına dokunmuşum, bunların da yarısından fazlası el yazısı ile memnuniyetlerini belirtmişler eğitimler sonrasında aldığım yorumlarda.
Lisedeyken benden eğitim alan gençlerin üniversiteye geçtiği yıllar, benim de Koç Üniversite Mezunlar Derneği’nde üniversitelilerin kariyer planlamaları ile ilgilenmeye başladığım ve bu alanda panel organizasyonları ile kendimi geliştirdiğim yıllardı.

Bu alanda şimdi neler yapıyorsun?
Sponsor olan dershane ve üniversiteler adına eğitimlere devam ediyorum. Ayrıca lise ve üniversitelerden gelen davetlere karşılık veriyorum. 400’ü geçti eğitim sayısı, 40.000 kişiyi aştı hitap ettiklerim. Eğitimler de “Stand up Tadında” olmaya başladı. Dolayısıyla sponsor olmak isteyen kurumların sayısı artmaya başladı, gençlere hitap edip, hele ki 18 yaşında her şeyden kolay sıkılan gençlere, memnun olmalarını sağlamak kolay iş değil.
Bir yandan da bu alanda organizasyonlar yapıyoruz. Ayrıca ailelere ve gençlere bire bir danışmanlık da veriyorum. Meslek Seçimi, Sınav Stresini Yenme, Tercihler, Aile İçi İletişim, Etkin Ders Çalışma, Uygulanabilir Program Yapma, liseliler için eğitim ve danışmanlık konularımız. Üniversiteliler için de Girişimcilik, CV Hazırlama, İş Arama Yöntemleri, Mülakat Teknikleri.
Şirketimizin eğitmen kadrosu da genişledi ve 10 kişiye yaklaştı; NLP, Hipnoz, Meditasyon, Tiyatro, Film gibi atölye çalışmaları yapıyoruz gençler için; aile içi iletişim, meslek seçimi ve sınav stresi konularında.
Hem akademik hayatına devam ederken hem de işi bir arada götürmenin zorlukları var mı?
Açıkçası benim akademik hayatım, zaten deneyimine sahip olduğum konularda oldu. Pazarlama alanında zaten deneyim sahibiydim, üzerine yüksek lisans yaptım, dolayısıyla kolay oldu. İletişim alanında eğitimler veriyordum, üzerine doktora yapmak kolay oldu. Kamu Yönetimi, özel ilgi alanım olan siyasetin uzantısı idi, çalışmadım bile sınavlarına. Şimdi de Sosyal Psikoloji veya Davranış Bilimleri alanında yüksek lisans yapmayı planlıyorum.

Koç Üniversitesi’nde aldığın eğitimin bugün yaptığın işlere ne gibi etkileri var?
Koç Üniversitesi’nda yaptığım sosyal etkinlikler, benim iletişim alanındaki ilk deneyimlerimdi. Kendime güvenimin artmasına katkı sağladı her şeyden önce, girişimci olabilecek cesarete sahip oldum. İşletmenin tüm fonksyonlarını biliyor olmak girişimcilik için işi kolaylaştırıyor.
Bütün bunların yanında, aslında yüksek puanın ve “iyi” üniversitenin; öğrencilerin, insanın hayattaki kalitesini belirleyen şey olmadığını daha iyi gördüm. Bu tamamen insanın kendinde bitiyor, üniversitenin size sunduğu imkanlardan yararlanırsanız burası muhteşem bir okul, ama ayakları gelip gidenler de var kıymetini bilmeden.

Kitap yazma süreci nasıl gelişti, buna nasıl karar verdin?
Yaklaşık beş yıldır köşe yazısı yazıyorum yerel gazetelerde. Bir de blogum var. Bu şekilde yazmanın keyfine vardım açıkçası ve akıcı olarak yazabildiğimi gördüm yorumlardan da.
Eğitimlerde anlattığım konuların başlıklarını outline olarak hazırlıyordum. Sonra bunları yazıya dökmenin çok da vaktimi almayacağını düşündüm ve yazmaya başladım.
Bir yandan da, bu işler için kitap bir PR aracı, eğitim vermek tek başına yeterli değil, bir nevi akredite oluyorsun konu hakkında bir kitabın olduğunda, bilirkişi yerine konuyorsun.

Doğru üniversite seçimi nedir? Sen kişisel olarak doğru bir karar verdiğini düşünüyor musun?
Doğru üniversite seçimi, kendini geliştirmen için sana en çok imkânı sunan üniversitenin seçimidir bence. Her üniversite belli bölümlere diğerlerinden daha çok yatırım yapıyor, bu da önemli seçim yaparken. Ama nerede okursan oku, sana sunulan imkanlardan yararlanmazsan aldığın bir kağıt parçasından öteye geçmez.
Ben Türkiye’nin en iyi “İşletme” bölümünden mezunum, tescilli. Ödediğim 43.300 dolar dışında doğru bir karardı, aslına bakarsan buna değer bir eğitim aldım. Ancak bir mezun olarak dışarıyla iletişimi daha fazla olan bir üniversite olmasını isterdim üniversitemin, belki buna katkı sağlama şansım olurdu.

Bundan sonrası için planların neler? Başka kitaplar gelecek mi?
Eğitimlerin sayısını arttırmak istiyorum. Hem de şirketimizdeki eğitmenlerin. Tüm Türkiye’de her sene sınava giren, lisede mesleğini seçemeyen, ailesi ile iletişim problemi yaşayan, hitap edilecek daha çok genç var, hepsine dokunmak ve hayatlarına katkı sağlamak istiyorum.
Kitapların devamı gelecek, Anne Babalar için bir iletişim kitabı, gençler için ders çalışma, program yapma ve sınav stresini yenme üzerine bir kitap hazır sayılır, zamanı geldikçe çıkaracağız.
Üniversiteliler için de Üniversiteyi İşe, Diplomayı Paraya Dönüştürme Yöntemleri isimli bir kitap hazırladık, CV hazırlama, Mülakat gibi konuları da içeren. Bir de Network Relationship Management kavramı üzerine çalışmalarımız devam ediyor.

Mezunlarımız kitabına nasıl ulaşabilirler?
Bana ulaşanlara (erdem@ozeren.net) adrese teslim gönderebilirim her şeyden önce. Ayrıca idefix’te satılıyor.

Biraz da ülke gündemine dair fikirlerini almak isteriz. 4+4+4 konusunda neler düşünüyorsun? Sınav sisteminin ve dershanelerin kalkacağı söyleniyor senin bu konudaki yorumların neler olur?
4x3 diye kolay dile getirilir hale getirelim. Sınav sistemini kaldıracağız denmedi, YGS kalkacak dendi, yani artık baraj olmayacak, çünkü zaten üniversite kontenjanları birkaç yıl içinde sınava girenlerle eşitlenecek. Ancak “daha iyi”si için sınav ve rekabet her zaman olacak, bu durumda dershaneler de kalkmaz. Her üniversite Koç Üniversitesi ayarında olamayacağına göre sınav da olacaktır :) Hatta sınav sayısı arttırılacağı için dershanelerin kalkmaları mümkün değil.
Bunun yanında, veliler artık eğitime para ödemeye alıştılar, "dershane fiyatına özel okulda eğitim", büyük şehirler dışında özel okullara verilecek öğrenci başına 1.500 – 2.500 TL’ler ile teşvik edilirse eğitim sisteminde sıçrama yaparız bence. Bu teşvikler dershanecileri okul sahibi olmaya yönlendirecektir ki bunun olumlu olduğunu düşünüyorum, çünkü okul dershaneden farklı olarak “ders dışında da” çocukların gelişimine katkı sağlayabiliyor.
Hatta bana kalırsa dershane işletmecilerine mevcut okulları devretsinler, burslu öğrenci kontenjanı ve mecburiyeti getirsinler, yeni yatırımlara da gerek kalmaz ve rekabet eğitimde kaliteyi arttırır, tüm öğretmenler kendini geliştirmek zorunda kalır.

Eğitim politikaları çok sık değişen bir ülkenin vatandaşı olarak, senin gibi kariyer danışmanlığı alanında mesleğini sürdüren kişilerin yeni eğitim politikalarından nasıl etkileneceğini düşünüyorsun. Senin işinle ilgili yeni stratejilerin neler olacak?
Gelecek için en büyük hayalim, eğitimin gerçekten “Milli” bir politika ile, "Devlet Politikası" ile yönetiliyor olması. Kısmet belki benim Milli Eğitim Bakanlığım döneminde olan bir değişimle olur bu.:)
Yeni eğitim politikalarında “üniversiteyi kazanmak” artık her geçen gün daha da kolaylaşıyor, artık insanlar “doğru meslek” seçimine yönelmeye başladılar nihayet. Tüm Türkiye’de eğitimler verirken Genç Kariyer Akademisi hizmetlerinin frenchise olarak dershane ve okullara entegre hale gelmesi ve bizim adımıza kurum içinde kariyer ve iletişim hizmetleri veren kişiler olması uzun vadeli planlarımız arasında yer alıyor.
Kısa vadede de “liselilere özel” olarak hazırlanan bir “meslek seçimi envanteri” üzerinde çalışıyoruz, belki de bu tercih dönemine yetişecek ve gençlerin kendilerine uygun meslekleri seçmelerine katkıda bulunacağız.

İş ve özel hayatınızla ilgili paylaşmak istediğiniz güzel haberleri bu sayfalardan okuldaşlarımıza duyuracağız. Güzel haberlerinizi mezun@ku.edu.tr adresine bekliyoruz.